Pompalanan yanlış özgürlük anlayışı ile günümüz insanı, esaretin en koyu şekli olan heva ve hevesinin kölesi haline gelmiştir. “Başkalarının ne düşündüğü değil, senin tercihlerin önemli” gibi söylemler bireyi kendine hapsetti. Öyleki bu konudaki doğru söylem olan “Başkalarının ne dediği, ne düşündüğü değil, hakikat seni bağlasın” cümleleri bile bu düşüncelerin etkisi ile yorumlanıyor. Mahalle baskısı söylemi yine aynı akımın tesiri ile yanlış tefsir ediliyor. Bu konuda Peygamberimizin bakış açısını sunan rivayetlerden birine bakalım.
Mü’minlerin annesi Safiyye Binti Huyey radıyallahu anhâ şöyle rivayet etti: Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem itikâfa girmişti. Bir gece onu ziyarete gittim bir süre sobet ettikten sonra eve dönmek üzere kalktığım zaman O’da, beni evime götürmek üzere kalktı. Bu sırada ensardan iki kişi bizimle karşılaştı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’i görünce oradan çabucak uzaklaşmak istediler. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Biraz yavaş olun. Yanımdaki Safiyye Binti Huyey’dir” dedi. Onlar:
- Allah elçisini uygunsuz bir davranışta bulunmasından tenzih ederiz, Yâ Resûlallah! deyince de:
- “Şeytan insanın vücudunda kanın dolaştığı gibi dolaşır, Onun sizin kalbinize bir kötülük - veya bir şüphe- atmasından korktum” buyurdu. (Buhârî, İ’tikâf 11, Müslim, Selâm 23-25)
Günümüze ışık tutan bu rivayetten şu sonuçları çıkarabiliriz;
1-Rasulullah’ın davranışında, toplumsal duyarlılık had safhadadır. Yapılan şey doğru olsa bile karşı tarafta şüphe oluşturabilecek bir durum sezinleniyorsa bu şüpheyi izale edecek şekilde davranılmalıdır. Bu durumda ben dilediğim gibi hareket ederim kimin ne dediği umurumda değil düşüncesinin toplumsal manada büyük bir aymazlık olduğunu söylemeye bile gerek yok sanırım.
2- Çok ibadet etmesi insanlarla iletişimine engel olmuyor. İtikafta olmasına ağmen kendisini ziyarete gelen eşiyle sohbet etmesi, ona olan ilgisi ve nezaketi hayranlık uyandıracak derecededir.
3- İnsanları uyarmak için her fırsatı değerlendirirken, bunu ince bir nükte ile yapıyor. Uyardığı kişiyi incitmeden, bu durumun her insan için potansiyel bir tehlike olduğunu anlatıyor. İnsanın zaaflarını biliyor, bu zaafları gözler önüne sererek kişinin kendisine mercek tutmasını sağlıyor.
4- Kardeşi hakkında zanda bulunmak, hele namus ve iffeti söz konusu ise, zanda bulunulan ve dedikodusu yapılan kişiyi rencide edeceği gibi toplumu da ifsad edecektir. Özellikle böyle hassas konularda daha kötülük meydana gelmeden, oluşabilecek tehlikeye karşı önlem alıyor.
Rab Teala, O’nun hassasiyetlerine sahip bireyler olmayı hepimize nasip etsin.