21 Ağustos’tan beri kalbimiz hala 8 yaşındaki kayıp Narin Güran ile atıyor.
Ekipler dağ bayır, dere, tarla, hastane demeden hal Narin’i arıyor. Türkiye’de belki de eşi benzeri görülmemiş bir seferberlik ilan edildi adeta.
‘Çember daraldı, bulunmak üzere’ denildi ama hala Narin yok.
Önce kardeşi kolundaki ısırık izleri nedeniyle gözaltına alındı. Hızlı bir şekilde İstanbul Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Aleyhte bir delil çıkmadı.
Ardından köyün muhtarı olan amcası Salim Güran, gözaltına alındı.
Tüm oklar amcayı işaret ediyor denildi.
Özel ekibin Narin'in arkadaşı ile en son görüldüğü saat olan 18.47 ile amcanın köyden ayrıldığı 18.59 saatleri arasındaki 12 dakikada neler yaşandığını araştırıldığı bilgisi verildi.
Denen o ki akaryakıt istasyonunda çalışan bir kişinin beyanları da esas alındı ve dosyaya eklendi.
Tüm bu gelişmeler ve bilgiler ışığında amca Güran, “Kasten öldürme ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" suçlamasıyla tutuklandı ama Narin hala yok.
Aradan 18 gün geçti; Narin ile yatıp Narin ile kalktığımız bir gündeme rağmen hala bulunamadı.
Dava dosyası üzerinde gizlilik kararı olduğu için ulaşmak imkansız ama amcanın ifadelerinde çelişkiler olduğu iddia ediliyor.
Ailenin beyanları ile amcanın beyanlarının örtüşmediği belirtiliyor.
Tam bir muamma.
Ardından Ankara’dan bir özel ekip daha Diyarbakır’a gönderildi. Aynı alan bir kez daha yeniden en ince detayına kadar tarandı. Yeraltı görüntüleme aletiyle mezarlıklar da arandı.
Ama Narin hala yok…
Yer yarıldı da içine mi girdi? Adeta sırra kadem bastı.
Önceki gün CHP Diyarbakır milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Bu kadar teknolojinin geliştiği bir ortamda, teknik imkanların geliştiği ortamda. 8 yaşındaki bir çocuğun akıbetinin bulunmamış olmasını kabul etmiyorum” diyerek sitemde bulundu.
Haksız da sayılmaz.
Narin ya yanlış yerde aranıyor ya da kaçırılarak başka bir yere götürüldü. Bir üçüncü ihtimal gelmiyor aklıma.
Tek bir isteğim var; Ne olursa olsun Narin’in bir an önce bulunması…