Yine Kayyum… Ne desek bir şey değişmiyor.
Tepkilere bakıp yutkunuyoruz.
Bakın Belediye Kanunu’nun 47’nci maddesi ne diyor:
Görevleriyle ilgili bir suç nedeniyle haklarında soruşturma veya kovuşturma açılan belediye organları veya bu organların üyeleri, kesin hükme kadar İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabilir.
Görevden uzaklaştırma kararı iki ayda bir gözden geçirilir. Devamında kamu yararı bulunmayan görevden uzaklaştırma kararı kaldırılır. Görevden uzaklaştırılanlar hakkında; kovuşturma (ceza davası) açılmaması, kamu davasının düşmesi veya beraat kararı verilmesi, davanın genel af ile ortadan kaldırılması veya görevden düşürülmeyi gerektirmeyen bir suçla mahkûm olunması durumunda görevden uzaklaştırma kararı kaldırılır. Görevden uzaklaştırılan belediye başkanına, görevden uzak kaldığı sürece aylık ödeneğinin üçte ikisi ödenir ve bu süre içinde diğer sosyal hak ve yardımlardan yararlanmaya devam eder. Elbette ki görevden uzaklaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açılabilir.
…
Maddenin devamında, “Belediye başkanının örneğin bir yolsuzluk soruşturması gibi nedenlerle İçişleri Bakanlığınca görevden uzaklaştırılması, tutuklanması veya aldığı mahkumiyetin sonucu olan kamu hizmetlerinden yasaklılığının seçildiği dönem sona ermeden nihayete erecek olması halinde ise aynı belediye meclisi bir başkan vekili seçer. Çünkü bu durumda belediye başkanının görevine dönme ihtimali bulunmaktadır.” deniyor…
Burada diyelim ki karar doğru, ‘Belediye meclisinin bir başkan vekili seçme’ hakkı bile yok sayılıyor.
Bu duruma Ak Parti eski Diyarbakır milletvekili Mine Lök Beyaz, şöyle tepki gösteriyor: “Kesinleşmiş yargı kararı olmadan Hakkari Belediyesi’ne kayyum atanmasını doğru bulmuyorum. Velev ki belediye başkanının suçu kesinleşti diyelim. O zaman Belediye Meclisi’nden başkan seçilir. Halkın özgür iradesine saygı gösterilmelidir. Türkiye’mizin birliği ve beraberliği bizim kırmızı çizgimizdir.”
AK Parti'nin kurucularından Diyarbakır eski Milletvekili M. İhsan Arslan da konu hakkında aynı minvalde açıklama yapmış: “Mahkumiyet kesinleşmeden halkın seçtiği birinin suçlu muamelesi ile görevden alınmasını demokratik bulmuyorum…”
…
Karşı dursan linç; hain ilan ediliyorsun. Bir cenah var, ne desen basıyor küfürü, tehdidi…
Ak Parti’nin kendi içindeki tepkiler her halde en makulü. Burada eğer haklı devlet hassasiyetleri varsa bile uygulanacak yöntem bu değil.