Meryem Suresi

Kulum Zekeriya’nın Rabbine Yönelişini ve Benim O’na Rahmet Dolu Davranışımı Gündem Yap

“Kaf, ha, ya, ayn, sad” Meryem suresi’nin mukatta harfleri ile başlayan bu musikisi, İnsan ruhunun özünden gelen bir anlam derinliğine sahip. Ardından Zekeriya adlı kulun rabbine yönelişinin, Rabbi tarafından anılması. Zekeriya bir peygamber ama Rabbi onu bize kul diye vasıflandırmayı yeğliyor. Kulluk hepimizin ortak vasf olduğu, hiçbirimizi dışarda bırakmak istemediği içindir belkide. Peygamber olan kulunu bizimle ortak vasfı ile anıyorki, her birimiz onda kendimizden bir parça bulalım. “Bu (ayetler, sözler, anlatımlar) senin Rabbinin, kulu Zekeriya’ya olan rahmetini anışıdır (senin gündemine taşımasıdır.)” Bu sözler karşısında insanın Allahu akber Allahu ekber diyesi geliyor. Bu ne merhamet dolu sözler bu ne onore edici anlatım. Hem Zekeriya kulunu hem de bu ibareleri okuyan her bir kulunu. “Senin Rabbin.” hep diyoruz ya Kur’an Rabbin kulu ile konuşmasıdır. İşte; rabbim beni muhatap almış gel diyor bak sana ne anlatacağım. Bu seni ilgilendirdiği için anlatacağım sana. Tıpkı senin gibi kullarımdan biri olan Zekeriya’ya olan rahmetimi dinle. Sen de onun gibi bir kulsun ve ben senin de rabbinim. Rahmetim seni de kuşatıyor. Ona merhamet ettiğim gibi sana da merhamet edeceğim.

Dinle...

Rahmetini celbeden şeyleri anlamamızı istiyor Yüce Rabbimiz. “Rabbine gizli bir şekilde nida etti.” İşte kulluk. Özel görüşme, herkesten ve her türlü gösterişten uzak, tam bir içtenlikle, sadece onun duyacağı şekilde. Nidasını sadece ona yaparak. Hiç kimseyi bu nidasına ortak etmeden. Dertlerin dermanının onda olduğunu bilerek. Ondan başka kimseye ihtiyaç duymadan en samimi duygularını en samimi dostuna açarak. Hz. Zekeriya’yı bu kitapta anılmaya değer kılan bu samimiyetinden başka bir şey midir acaba? Öyle bir samimiyet ki onu kitabında ölümsüzleştiriyor. “gizli nida” rabbine sunduğu özel konuşma. Bu özel konuşmadan kimse haberdar değil. Daha önce de sonra da bu arzusundan kimseye bahsetmemiş. Rahman olan Allah ise onun bu arzusuna en güzel şekilde cevap vermiş. Bununla yetinmemiş yüzyıllar sonra bu gizli nidasını kerim kitabında örnek göstermek suretiyle ölümsüzleştirerek tüm kulların dudaklarında terennüm ettiriyor, samimi kalpleri bu duayla titretiyor. Bir hocanın, mütevazi öğrencisini sınıfta kaldırıp onun diğer öğrenciler tarafından bilinmeyen başarısını anlatarak onore etmesi gibi...

Şunu söylüyor bana ve size, okuyan her kese. Kulum Zekeriya’ya samimi duası ve seslenişi sayesinde rahmet ettiğim gibi sanada rahmet edeceğim. “Rabbeke” çünkü ben senin rabbinim. Bu konuda ikinizin arasında hiç bir fark yok. Sana onun yakarışını ve haleti ruhiyesini anlatıyorumki sende onun frekansını yakalayasın da, nail olduğu rahmete sende nail olasın.

Kulak ver!..

O benden neyi, nasıl istemişti. Aslında neyi istediği çok önemli olmayabilir. Nasıl istediğine ve Rabbin huzurundaki duruşuna odaklan. Zira her kulumun isteği ve ihtiyacı farklıdır. Senin ihtiyacını senden daha iyi bilen rabbine yöneliyorsun. O senin ihtiyacını zaten çok iyi biliyor. O halde bu ihtiyacını nasıl dile getirdiğin, daha doğrusu hangi duygularla O’na yöneldiğin önemli. Eğer yapılan duayı dikkatli okursan, bana nasıl yönelmen gerektiğinin, nasıl bir güven içinde konuşman gerektiğinin ve hatta bundan öncede sana nasıl muamele ettiğimin ip uçlarını bulacaksın.

Unutma!

Kulum Zekeriya’yı sadece sana örnek olsun diye anlatıyorum. Gerisi sana kalmış.

Ve Rabbinin bize tasvir ettiği o yakarış “Kemiklerim gevşedi, başım ağardı”. Acziyetini, zayıflığını güçten düştüğünü dile getiriş, tevazu, tıpkı dilencinin boyun büküşü gibi. Ama bu dilenci sadece rabbine boyun büküyor, sadece rabbinden dileniyor. Gücünün, kuvvetinin tükendiğini dillendirmek, huzurunda olduğu rabbinin güç ve kudretinin sonsuzluğunu ikrardır aynı zamanda. “sana dua edipte biçare kaldığım vaki olmadı” istekte bulunduğu makama sonsuz güven. Havada kalan bir güven değil. Güvendiği merci daha önceki yaşantılarından güvenilir olduğunu kanıtlamış. Ama daha da önemlisi Zekeriya’nın, isteğine geçmeden önce bunu ikrar etmesi. Rabbinden birşey isteyecek, ama isteğini dillendirmeden önce ona olan güvenini ortaya koyuyor. Belli ki gerçekleşmesi zor bir şey isteyecek. O yüzden geçmiş yaşanmışlıkları hatırlıyor, yaptığı duaları ve Rabbinin ona olan tavrını anımsayıp dillendiriyor. “Sana yaptığım hiçbir duam karşılıksız kalmadı” O halde bu isteğimi de karşılıksız bırakmayacaksın.

İsteğe geçmeden önce bu isteğin gerekçesini sunma ihtiyacı duyuyor. “...Geride bırakacağım ailem hakkında endişeliyim” yani bana halef olacak, bıraktığım misyonu sürdürecek kimse yok. Bu konuda endişeliyim. “Karım kısır”. (daha önce kendisinin de yaşlanmış ve ölüme yaklaşmış olduğunu belirtmişti.) yani artık çocuk sahibi olma ümidim yok. Sen bana kendi lutfundan bir veli ihsan et. Direkt evlat istemekten haya ediyor sanki. İki yerde daha geçiyor bu konuda Rabbine yakarışı. Enbiya suresi 89. Ayette “Rabbim beni tek bırakma”. Ali imran suresi 38. Ayette “Rabbim bana tertemiz bir zürriyet bahşet” aynı isteği dillendiren bu üç pasajı bir araya getirdiğimizde anlıyoruz ki tek bir kere ve tek bir yerde dua etmemiş. Duasında ısrarcı olmuş ve farklı cümlelerle tekrarlamış. Duada ısrarcı olmamız duamızın Rab Teala katında makbul olduğuna duyduğumuz güveni gösteriyor. İstediğim olmadı gibi bir pervasızlık ve had bilmezlik olmamalı. İstemeye devam etmek ona olan güvenin bir göstergesidir. Güven duyulan makam güveni boşa çıkarmayacak merhamet ve kudrettedir.

Ve... Sonuç:

“Ben kulumun benim hakkımdaki zannına göre ona davranırım” kudsi hadisi ve de “Kullarım sana beni sorarlarsa bilsinler ki kesinlikle ben yakınım, bana dua ettiğinde dua edenin dileğine karşılık veririm.” ayeti gereğince isteğine verilen cevap, Zekeriya (as)’ın bile inanmakta zorlandığı olağan üstülüktedir. Hz. Zekeriya’nın Rabbi ile olan diyaloğunu kalbimize işleyecek şekilde tekrar tekrar okuyup onun duyguları ile rabbimizle iletişim kurmak nasip olsun her birimize.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri