İyice girmişler seçim atmosferine; her biri bir havada…
Sosyal medya hesapları üzerinden kabardıkça kabarıyorlar.
Kimi kollarını sıvazlıyor, kimi sonsuzluğa derin bakışlarla ülkenin geleceğine ışık tutuyor.
Vaatlerin haddi var hesabı yok.
Bilmezsen halkın derdiyle dertleniyorlar dersin.
Kalıp cümlelerden öteye geçemiyorlar.
Yeşilçam yıldızlarına taş çıkartan pozlar, yüzlerine zorla oturttukları gülümsemeyle çakma halkçılar.
Ulaştırmada bir dediği öbürünü tutmayan mı dersin.
Sözde kibirden arınmış kollarıyla halkı kucaklamayan mı dersin.
Sokak sokak, kapı kapı gezip siyaset yapıp, halkı ağzına dolayan mı?
Velhasıl kelam sen nelere kadirsin siyaset.
…
Bu da geçer, alışmalısın, dayanmalısın…
Ekonominin kendi içinde oluşturduğu kısır döngüde kime ne anlatacaksın…
Sorunun kaynağından çözüm vaatleri, ne komik değil mi?
Biri de çıkıp sorun sensin demiyor, diyemiyor…
Ahalide bir izdiham bir izdiham; ben sizdenim telaşından pay kapma yarışı.
Yiğitler çıkmış meydane, hepsi birbirinden merdane…
Al birini vur ötekine; hepsi birbirinden pervane.
…
Hükmü kalmamış bir orta sınıf, yoksulluğun dibi gördüğü bir uyumsuzluk hali.
Yollar artık tek bir yere çıkıyor; Ya benimsin ya toprağın!
İstediğiniz kadar yan bakın, yandan çarklılara, finalde yine bir şekilde meşrebi çıkar olan modellerin sahne alışını izliyoruz.
…
Ne desek; Bu da geçer, alışmalısın, dayanmalısın…
Alışarak olmuyor mu, devşir kendini.
Biliyorum o da fayda etmiyor…
Bitaraftan bertarafa taraf değiştirenler kazanmış.
Hep kazanan onlar; Allah boy vermiş, pos vermiş bi de yakışıklı adam…
Değmeyin keyfine.
Ne olursa figüranlara oluyor.
Enseye tokat, bir yerlere parmak…