.. /Bizim Diyarbakırlı qırıx zil zurna sarhoş. Sokağın hemen girişine tuğla parçası ile kalın bir çizgi çekerek şarap şişesi ile satorunu yere bırakıp oturur.
Sokağa girmek isteyenlere çizgiyi göstererek, "Bı çızxiyi geçenler selawat oxusun! " diye yüksek sesle bağırır.
Duyanlar, başlarını belaya sokmamak için yollarını değiştirirler. Bu sırada evleri bu sokakta olan bir kaç yaşlı adam gelir. Qırıx, onlara hürmet ederek ayağa kalkıp, "Siz geçin" der.
Durumu gören bir genç, qırıxa, "Abe, onlari niye bıraktın?" diye sorduğunda, qırıx gülerek, "Oxlım, onların selawatı geçersizdir" dediğinde gençler şaşırarak, "Niye? " diye sorarlar. Qırıx, "Oxlım, bunların çoğunun qariları yox, qarisi olmayanın imani da olmaz, İmani olmayanın selawati da kabul olmaz! " dediğinde gençler gülmeye başlar.
Şimdi gelelim meseleye; emekliler maaş zammı için bir kaç gündür bağırıp çağırıp zam istiyorlar. Ben de diyorum ki etkin bir örgütü olmayanın gücü olmaz, gücü olmayanın sesi duyulmaz, duyulsa bile kimse şeyine takmaz..
Rahmetli babamın dediği gibi, "Nanê xwe bıxwun, u jı hukûmeta xwera dua bıkın" (Ekmeğinizi yiyin Hükümetinize dua edin)
Diyarbakır'da birşeyi hakedip başına kötü birşey gelenlere, Diyarbekir şehir çocuğu söylemi devreye girer, "Madem êle, gel bêle, iki de çay söle!”
…
Ve Bir Anı.
.. /12 Eylül'de ben Diyarbakır 5 no'lu zindanındayken, görüşüme aileden sadece rahmetli annem gelirdi. Gelirken de konu komşuya el örgüsü ile ördügü kazaklardan kazandığı üç beş kuruşu bana yatırıp giderdi.
Bir defasında yine görüşmeme gelecek ama bu kez hiç parası yok. Mecburen babamdan ister. Babam kendisine basar fırçayı:
- Karşımda her gün, Lenin'i Mao'yu savunuyordu. Şimdi de Lenin ve Mao ona para göndersin ve ardından Kürdçe, "Berde hale wî xweşe, neha bı pera dılize" (Bırak hali çok iyidir, şimdi muhakkak paralarla oynuyordur) diyerek dalgasını geçmiş.
Ama annem gerçek sanmış.
Annem görüşmeme geldiğinde çat pat bildiği Türkçe ile bana, "Oğlum walla bu sefer para getiremedim, baban, 'Mıho ona gönderiyor' dedi. İnşallah göndermiştir." diyince bir şey anlamamıştım. Ben de, annem üzülmesin diye, "Evet anne sağ olsun Mıho beni parasız bırakmıyor" demiştim.
Mıho kimdi? Neden para gönderecekki?" diye düşündüm.
Tahliye olduğumda meseleyi anlamıştım. Annem Lenin'i unutmuş, aklında Mao kalmış onu da Maho sanmıştı.