Diyarbakır makus talihini yıkmanın yollarını arıyor.
Sanayinin geliştirme çabasının önündeki bürokratik ve bölgeye negatif bakış açısı sıklıkla dile getirilen bir sorun.
Hendek olayları sonrası başlayan kalkınma hamlesi turizm ile iyi bir noktaya doğru ilerliyor.
Kentin tarihi dokusu, mimarisini göz ardı eden anlayışla bozulmuş olsa da unutulmaya yüz tutmuş bir yönünü canlı tutma çabası takdire şayan.
Bu minvalde kentin yöresel lezzetleri bir yandan coğrafi işaretlerle tescillenirken bir yandan da yapılan etkinliklerle gündemde tutulmaya çalışılıyor.
Tam da bu noktada Karacadağ Kalkınma Ajansı ve Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın (DTSO) yaptıkları takdire şayan…
Yapılanlara sırasıyla baklım.
9-11 Kasım tarihleri arasında yapılan Mezopotamya Gastronomi Zirvesi ardından 14-19 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilen Mezopotamya Gurme Fuarı…
Ekim ayında DTSO bünyesinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Karacadağ Kalkınma Ajansı desteği ile kurulan Gastro İnovasyon Merkezi’nde yeni ürün geliştirme yarışması.
Diyarbakır’ın Dicle, Eğil ve Ergani ve ilçelerinde Boğazkere üzümü ve peynir, pekmez, sucuk üretimini destekleyen girişimler kapsamında 30 Eylül’de Hevsel Şenliği düzenlenmesi.
Ciğer kebabının coğrafi ürün tescili kadar, Şehriye, Üsküre Kebabı, Tavuk Eşkenesi, Tirit, İçliköfte, Kabak Meftunesi, Kenger Boranisi, Kuru Dolma, Simindirik Çorbası gibi isimlerine dahi yabancı kaldığımız ürünlere de coğrafi işaret alınması gibi daha birçok etkinlik.
Diyarbakır surlarında devam eden restorasyon çalışmaları, turizmin geliştirilmesi noktasında mekânsal alanların artırılmasına yönelik çalışmalar kadar lezzetlerin de bu manada öne çıkarılması tamamlayıcı bir etki yaratacaktır.
Turizmde katedilen daha çok yolumuz olduğu malum. Ancak yapılan özellikle iki kurumun (Karacadağ Kalkınma Ajansı ve DTSO) koordineli ve uyumlu çalışması takdire şayan. Aynı uyumu diğer kamu kurumları ve sivil toplum örgütlerinin de göstermesi lazım.
Unutulmamalı ki tüm bunlar kent üzerindeki olumsuz algının da ortadan kaldırılmasına yardımcı olacaktır.