İstanbul’da önceki gün Özgür Nayman adında bir baba, eşi Sevilay Nayman, çocukları Çınar Ali Nayman, Hezdar Alaz Nayman ve Özgür Buğra Nayman'ı silahla vurduktan sonra intihar girişiminde bulundu.
Bir insan, eşini, üç çocuğunu neden öldürür?
Farklı birçok neden akıllara gelebilir. Sebep ne olursa olsun böylesi bir durumu gerçekleştiren kişinin ruh sağlığından şüphe ederim.
Belki yaşananları duyduğum andan itibaren yaşadığım ruh hali beni etkiledi de öyle yazıyorum.
Bu kişi böylesi bir katliamı gerçekleştirmeden önce yapacaklarını sosyal medya hesabından paylaşmış.
Şöyle yazmış:
Böyle bir durumda ne denir? Nereden başlanır kelimelere bilmiyorum. Yaşadığım süre zarfında, duygusal olarak hayal kırıklığı yani insanın üzülüp kırılacağı ne kadar hissiyat varsa hepsinde defalarca öldüm. Fark edenler oldu, edemeyenler oldu. Herkesin canı sağ olsun. Gerçek ölümü ilk ve tek sefere yaşayacağım. Çocukken yakınlarımı, eş, dost, akraba ölümlerine çok üzülüyordum. Fakat yaşım ilerledikçe iyi ki ölüm var yani bu yalan ve samimiyetsiz sahte hayattan ebedi kurtuluş var diye yaratana şükür ettim. Bir düşünün bu hayatı, menfaat ve çıkarlara dayalı hesaplarla, planlarla, açgözlüce ebediyen yaşadığınızı, düşüncesi bile ürkütücü. Konuşurken hitabetim iyidir. Ama işi satırlara dökmekte pek başarılı değildim. Ama ekranı kaydırıp baktım da, son defa yapıyorum diye her halde aklıma gelenleri güzel yazdım diye düşünüyorum. Ne kadar yazsan da her zaman bir şeylerin eksik kalacağını bildiğim, yaşadığım sürece edebiyat yapmayı sevmediğimden bu kadar yeter. Bu kararı almamda tek bir sebep veya neden veyahut da tek bir kişi yok. Beni gerçekten sevenlerden son özrümü dileyerek ölmeye karar verdim. Bu kararımın ne maddiyatla ya da her hangi bir dünyevi sebeple ilgisi yok. Çok sıkıldım her şeyden. Anlamsız geliyor artık. Eninde sonunda öleceğim. Ha bugün ha yarın. Eşimi ve çocuklarımı da çok sevdiğim için onları da bu yalan dünyadan kurtarmak istiyorum. Sevdiklerimi ve beni sevenleri son kez üzeceğim."
Hayatı, menfaat ve çıkarlara dayalı hesaplarla, planlarla, açgözlüce ebediyen yaşamak düşüncesinin ürkütücü olduğundan bahsedip; bu kararı almasında tek bir sebep ya da tek bir kişi olmadığını söylüyor. Ardından, “Eşimi ve çocuklarımı da çok sevdiğim için onları da bu yalan dünyadan kurtarmak istiyorum.”
Yaşadıkları karşısında aldığı karardan dehşete düşüyor insan. Birçoğumuz hayatı, varlığı (anlamlandırırken) sorgularız. Ölmeye karar verirken, sevdiklerini de beraber götürme düşüncesi bana çok anlamlı gelmiyor. Onların iradesini yok sayarak kendi başına aldığı bu anlamsız karar neden?