İsrail, hastane, mülteci kampı, sivil yerleşimler, ibadethanelere kadar her yeri bombalıyor; yakıyor, yıkıyor.
Sağlık Bakanlığı, Gazze’de 10 binden fazla kişinin öldürüldüğünü duyurdu. Güvenlik endişeleri nedeniyle savaşın sivillere etkisini haberleştirmeye çalışan gazetecilerin sayısı çok fazla değil.
Her gün önümüze düşen bir birinden acı insanlık dışı durumlar, dramlar karşısında elimiz kolumuz bağlı bekliyoruz.
Hükümet giderek artan tonda sesini yükseltiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’ye destek mitinginde İsrail’i savaş suçlusu olarak dünyaya ilan edeceğini duyurdu.
Önceki gün Tel Aviv Büyükelçisi Ankara’ya çağrıldı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in 5-6 Kasım’daki Türkiye ziyareti öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine Gazze Krizi ve İsrail’le ilişkiler üzerine önemli bir çıkış yaptı. Gazze krizi nedeniyle İsrail’le ilişkilerin kesilmesinin gündemde olmadığını ancak Başbakan Binyamin Netanyahuı ile artık muhatap olmayacağını söyledi.
Tüm bunlar İsrail’in geri adım atmasına neden oluyor mu?
Maalesef hayır.
Gazze’ye Filistin’e yönelik böylesi durumlarda İsrail mallarına yönelik boykotta saçma sapan görüntüler ortaya çıkıyordu.
Parasını verip kola alıp dökmeler, Starbucks’ta oturup mekan kapatmalar, giyabi cenaze namazları vs…
Batı ne yapıyor?
ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa dahil Avrupa’daki birçok ülke İsrail'in soykırım yapması için her türlü desteği veriyor; yetmiyor ABD kara harekatı için destek sunuyor.
İsrail milim geri adım atmıyor ama Müslüman ülkeler de adam akıllı bir müeyyide uygulamıyor.
Sözde diplomatik girişimler ve hamaset kokan ses yükseltmeler fayda vermiyor, vermeyecekte.
Mesela İsrail rejimine petrol ve gıda ihracatı yolları Müslüman ülkeler tarafından engellenebilir. Başta Suudiler olmak üzere Sunni araplar neredeyse İsrail’e destek sunacak.
Müslüman ülkelerin namus davası Filistin’de birlik görüntüsü vermeyen veremeyen başta Arap coğrafyası karşısında bu işin kazananı İsrail olacak.
Biz hamaset kokan çığırtkanlıklara devam edelim…