Serpme kahvaltıdan tutun lokantalara kadar, yemek sektöründe müthiş bir israf var.
Anlat anlat çözülmüyor. Ucundan bir parça alıp gerisinin çöpe gitmesine neden olduğumuz ekmekte, bir kısım alıp diğerinin çöpe gitmesine neden olduğumuz salatalara kadar envayi çeşit örnekler var. Sözde kültür haline getirilen serpme kahvaltıdan hiç bahsetmiyorum.
Benim açımdan israf bir yerde ahlak ve vicdan meselesi.
Size karşılaştırmalı bir örnek vereyim.
Çin'de yemekhanelerin kapısında...
Take what you need. Eat what you take
(Yiyeceğin kadar al. Ne aldıysan ye) yazılıdır...
Müslümanlarda ise,”Yiyiniz, içiniz ama israf etmeyiniz. Zira Allah ısraf edenleri sevmez diye bilmekteyiz
Buradan sonra bir alıntıyla devam edeceğim.
Amerika'da master yaptığım yıllarda, çalıştığım üniversitenin yemek salonu açık büfe şeklindeydi.
Herkes dilediği yemekten istediği kadar alabiliyordu.
Yemekhanenin kapısında; Take what you need. Eat what you take" (Yiyeceğin kadar al, ne aldıysan ye) diye yazmakta idi.
Bir gün aynı masada yemek yediğimiz Çinli bir arkadaşı, tabağında kalan son pirinç tanesini almaya çalışırken görünce dayanamadım; denemek için dedim ki:
"Bir pirinç tanesi için neden bu kadar uğraşıyorsun?
Bırak tabakta kalsın."
Çinli arkadaşın verdiği cevap çok düşündürücüydü:
"Her Çinli bir pirinç tanesi israf etse, Çin nüfusu ile çarp bakalım, kaç ton pirinç yapar?
Biz kalabalık bir ülkeyiz, israf etme lüksümüz yoktur." dedi.
Yine denemek için dedim ki: "Şu anda Çin'de değil Amerika'dasın. Tabağında bırakacağın pirinç tanesi Çin'i değil, Amerika'yı zarara uğratacaktır?"
Sözlerim karşısında güldü ve şöyle dedi: "Yaşadığım ülke olan Amerika'yı bu şekilde zarara uğratmak onurlu bir davranış olmaz."
Çinli arkadaşı bu onurlu davranışından dolayı tebrik ettim ve düşüncesini paylaştığımı söyledim.
İslam dininin bu konudaki;
"Yiyiniz içiniz, fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez." buyruğunu açıkladım.
Çok hoşuna gitti.
Tam o sırada, Ürdünlü Müslüman bir arkadaş tabağındaki yemek artıklarını çöp sepetine boşalttı.
Bunu gören Çinli arkadaş Ürdün'lüyü göstererek:
"O Müslüman değil mi?” dedi.
O kadar üzüldüm ki, ne diyeceğimi bilemedim