M. Ali Bağırtan Yazdı: Elimizden Düşmeyen Kitaplar

M. Ali Bağırtan Yazdı: Elimizden Düşmeyen Kitaplar

Son zamanlarda elimizden düşmeyen kitaplar var. Uzun ayrılıkları hafifleten, yorgun ruhlarımızı taşıyan, kimi zaman tek sığınağımız hâline gelen kitaplar… Şehrin kalabalığında, gündelik koşuşturmanın içinde çoğu zaman kendi sesimizi duyamıyoruz. Hayatın hızı, düşüncelerimizin önüne geçiyor. Tam da bu yüzden kitaplara yöneliyoruz. Çünkü kitaplar, bu hızın içinde durabileceğimiz sessiz bir alan açıyor.
Yenilgilerimizi, kayıplarımızı ve yitirdiğimiz zamanları çoğu zaman görmezden geliyoruz. Konuşmadığımız, paylaşmadığımız her şey içimizde birikiyor. Zamanla bu yük ağırlaşıyor. Kitaplar ise bu ağırlığı emebilen güvenli raflar gibi duruyor karşımızda. Her sayfa, her paragraf; yıllardır içimizde taşıdığımız duyguları biraz olsun hafifletmeye, bize yeniden yön göstermeye çalışıyor.
Bir kitabın sayfalarını karıştırırken aslında kendimize ait sözcükleri arıyoruz. İnsan, yalnızlığın en derin anlarında tanıdık bir yazarın satırlarında kendi iç dünyasının izlerini bulabiliyor. Bazen tek bir cümle, daha önce dile getiremediğimiz bir duyguyu açığa çıkarıyor. Sakladığımız düşünceler görünür oluyor. Bir karakterin yaşadığı yalnızlık, bizim yalnızlığımıza ayna tutuyor ve içimizde sessiz ama kalıcı bir güç bırakıyor.
Gündelik hayatın yorgunluğu çoğu zaman akşamları daha ağır hissediliyor. Çatısı akmış bir akşam gibi içimize çöken duygular, bir hikâyenin içinde kendine yer buluyor. Kitaplar yalnızca okunmak için değil; yaşanmamış anların, ertelenmiş duyguların ve adını koyamadığımız hislerin taşınabileceği güvenli alanlar olarak var oluyor. Belirsizliklerimiz ve kırgınlıklarımız, sayfalar arasında yeniden anlam kazanıyor.
Kitaplar geçmişimizi hatırlatırken geleceğe dair sessiz bir umut da taşıyor. Bir karakterin aldığı karar ya da bir yazarın kurduğu düşünce, uzun zamandır içimizde unuttuğumuz cesareti yeniden uyandırabiliyor. Kaybettiğimiz güven, vazgeçtiğimiz hayaller ve yarım kalan zamanlar, kitapların satırlarında kendine bir yer açıyor. İnsan, yeniden ayağa kalkmanın hâlâ mümkün olduğunu fark ediyor.
Bu yüzden kitaplar elimizden düşmüyor. Onlar yalnızlığın, sessizliğin ve gecikmiş huzurun en güvenilir yoldaşları. Kaybolduğumuzda yönümüzü gösteriyor, durduğumuzda yolumuzu açıyor. Konuşamadığımızda yanımızda sessizce duruyorlar. Kitaplar, insanın kendi iç dünyasını tanımasına yardımcı olan en sakin rehberler.
Zamanla anlıyoruz ki en büyük yalnızlıklar bile doğru bir sayfa, doğru bir hikâye ve doğru bir sözcükle hafifleyebiliyor. Kitaplar yalnızca okunmak için değil; ruhu taşımak, yükleri azaltmak ve insanın içindeki sessiz bahçeyi yeniden yeşertmek için var. Elimizden düşmeyen bu kitaplar, fark etmeden hayatın ağırlığını biraz olsun hafifletiyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri