.. /Uzun yıllar önce harman zamanı köyde gariban birinin tarlasındaki ekinler yanar. Yakan Abdulsamed adında biridir. Bu durumu bizzat köyün engelli genç kızı görür. Ancak, Abdulsamed, ekinleri yakanın köyde yaşayan Seydo adındaki sağır-dilsiz yoksul bir gencin olduğunu etrafa yayar.
Kısa sürede Seydo, köylüler tarafından adeta linç edilir. Bu köyde kim pis bir iş yaparsa Seydo hep baş suçlu olarak gösterilirmiş. Bu yüzden Seydo ve ailesi köylülerin baskısından inim inim inliyormuş. Hatta neredeyse civar köylerde faili meçhul tüm suçlar Seydo garibanının üzerine kalırmış.
Bu son ekin yakma olayında da Seydo'yu köy meydanında iyice hırpalamışlar. Sağır ve dilsiz olduğundan kendisini savunamayan Seydo'yu, köyün zihinsel engelli genç kızı Saime türkülerle savunmaya başlamış.
Köydeki her evin önüne giderek yüksek sesle: "Kırmızı gül demet demet" türküsünü değiştirerek:
"Kırmızı gül demet demet/Seydo değil Abdulsamed"
Bu türküyü öyle bir diline dolamış ki adeta bir isyan marşı gibi hınçla söyleyerek bütün köye tek başına muhalefet etmeye başlamış. Sonunda herkes olayı Abdulsamed'in yaptığına inanmış ve Seydo'nun üzerine gitmekten vazgeçmişler.
Şimdi bir delimizin çıkıp meydanlarda Filistin için kendini paralayan dinci Kürdlere, "Kırmızı gül demet demet/Seydo değil, Abdulsamed" demesi gerekir.
…
Sevgili dostlar, buradan duyurayım!
Bir karar aldım. Bunu da yıllardır kahrımı çeken siz değerli kardeşlerimle paylaşmak istedim. Uzun zamandır yazıyorum. Hemen hemen tanık olduğum, duyduğum bütün çarpıklıkları mizahi bir dille siz dostlarıma ulaştırmaya çalışarak yüzünüzde gülücükler eşliğinde ince dokunaklı mesajlar veremeye çaba sarfettim.
Beş kitap yazıp yayınladım. Şuan bitmiş yayımlanmayı bekleyen iki çalışmam var. Kararım ise şudur: Yayınevlerinin ticari kaygıları devam ettikçe kitap çalışmalarımı askıya alıyorum. Bu durum ne kadar sürer bilmiyorum.
Bazen kitapsızlığa özenmiyor değilim.. Sizden, "De kitapsızlık yapma loooo!! " dediğinizi duyar gibiyim.. Beni de bir müddet böyle idare edin looo!!