Aşır Demirpolat, “Şiir, Şairin iç acılarının toplamıdır” der.
İşte iç acıların toplamı bir kısa şiir ve o şiirin şarkı olma süreci.
Önce şiir ve yazım süreci…
Geldim yarım
Kaldım yarım
Neydi ne oldu şu tez canım
Ertelendim hayattan
Sevdim yarım
Derken, bugün olmazsa, olur yarın
Kendimden kaçak
Yarim keskin bıçak
Nerde bende o yürek
Yardan cayacak
Hep köşe bucak
Ben bu dünyayı anlayamadım
Niyetlendim de altından kalkamadım.
…
Ve şarkının hikayesi;
''Saat gece yarısı On iki buçuk, yani yarım'' 35 Yıllık hayat arkadaşıyla ilk ayrılışıydı. Tek başına kaldı, yarım. Kafayı vurup yatacaktı ama yapamadı. Onun gibi bir adama yakışan da öyle bir geceye, bu sözlerle damgasını vurmaktı.
Kimdi bu adam?
Beşiktaş camiası tarafından "Büyük kaptan" diye anılan eski millî futbolcu, spor yazarı ve futbol yorumcusu Vedat Okyar.
Kendinden beklenmeyen bir ustalıkla şiire dönen sözleri bir ustaya denk gelir; Sezen Aksu’ya.
Yıllar önce yazmıştı bu sözleri, bıçaktan keskin kalemiyle…
Yakın arkadaşı Sezen Aksu’ya da 2000 yılında anlatmış, ardından sadece 15 dakika içinde yazdığı dizeleri önüne bıraktığında Minik Ser okuduğunda adeta çarpılmış. Sözleri bestelemek ve albümüne koymak için izin istedi.
Israr etmiş şarkı yapmak için.
Bir şartla demiş büyük kaptan, “Benim yazdığımı kimse bilmesin”
Son albümünün en anlamlı şarkısı olmuş Keskin Bıçak.
İki güzel insanın buluşmasından ortaya çıkan müthiş bir eser; Keskin Bıçak…
Tıpkı yine Sezen Aksu’nun seslendirdiği; büyük usta Aysel Gürel şiir Sürgün gibi.
Bir başka yazı da Aysel Gürel’in Sürgün’ü ne olsun…