Sonrasında ne oldu da kadın evdeki hapis hayatına razı edildi?
Size kendi köyüm olan Riz’den bir kaç örnek paylaşmak isterim:
Annem Dazor. Dışarıda amele (pale) gibi, ot biçer odun taşır bizim 10 kardeşli evimizi idare ederdi. Toplumda da söz sahibiydi. Bir defasında Ceviz ağacı paylaşımı yapılırken evimizin çevresinde büyümüş en az bir gemi büyüklüğünde mahallenin ağaçları kadar ceviz tutan 3 tane ağaç mahalle büyükleri tarafından bize vermeyi uygun görülmüştü. Annem Dazor bir çıkış yaparak “Ben çocuklarımın dışarıda dolaşım haklarını kısıtlayarak onları evimde evimin çevresinde tutamam.” diyerek verilen üç ağaç payını almayı reddetmiş evden uzak olan lemekleri (küçük ağaç demek) tercih etmişti.
Zeyna Weli; Köyde bir sıkıntı olduğunda camaatte sopasını yere vurarak kabullenmediği bir durumda her defasında tepkisini gösterirdi.
Emsidka; Aynı zamanda yakın çevrede yaşayan herkesin doktoru idi. En güzel meyveleri bitkileri o yetiştirir bütün canlılara nasıl dokunulması gerektiğini bilirdi. Halk arasında kurtarıcı bir anneydi.
İsmini sayamadığım daha birçok kadınımız var. Zaman her şeyin galibi derler ya. Onlar da zamanla yaşlanıp göçüp gittiler.
Zamanla yaşam biçimi de değişti. Köyden şehre doğru göçler başlayınca gücünü de onun gibi doğuran üreten doğadan alan kadın, doğadan uzak değişik yaşam biçimi ideolojilerle tanıştı. Bana sorarsanız böyle de kadın gücünü ve özgürlüğünü kaybetti. Şehirlere tutsak olan toplum evlerine hapis olan kadın durumunu meydana getirdi. Geçmişteki gibi toplumdaki değerli kadın olmak için sen de saçının telini erkekten saklamaya çalışan biri olmak istemiyorsan bunun yolu toplumun her yerinde temsiliyet gücünü yaratan gösteren bir kadın profili yaratmaktan geçer.
Peki, bakalım kadınlarımız nasıl yeni bir çıkış yolu yaratacak?