Toplum bozuluyor, her geçen gün ahlak dibe vuruyor.
Neden mi?
Birçok sebebi var.
Kentleşme, maddileşme ile beraber yozlaşma. Bilgiden, geleneklerden geri dönlmez kopuşlar, alt kimliklerin yok oluşu.
Ye kürküm diyen liyakatsizlik almış başını gidiyorken daha ne beklenir ki?
Uyuşturucu, fuhuş, legal/illegal bahis, kumar, kolaydan köşe dönme telaşesindeki insanlığın akıl almaz dibe vuruşu.
…
Aleksandr Solzhenitsyn’den çağımız insanının ahlâk yapısının kısa özeti:
"Yalan söylediklerini biliyoruz.
Yalan söylediklerini biliyorlar.
Yalan söylediklerini bildiğimizi biliyorlar.
Yalan söylediklerini bildiğimizi bildiklerini biliyoruz.
Ama hâlâ yalan söylüyorlar."
Balık baştan kokar; liyakatsiz yöneticiler, her şeyi çıkara endeksleyen politikacılar, kirli ilişkiler ağı içindeki siyasal yapı.
…
Kısa bir hikaye ile bağlayalım sonun başlangıcının ibretlik durumunu.
Cambazın biri, eşeği yularından çekip gelmiş pazara.
Bir diğer cambaz yanaşmış yanına sormuş:
- Kaça bu eşek?
- Bin lira!
- Aldım gitti, ver elini helalleşelim!
O sırada birkaç kişi alıcının kulağına fısıldamış: “yahu görmüyor musun, bu eşek topal. Ondan ucuza verdi!”
- O eşek topal değil, tırnağının arasına taş kaçmış. Bundan dolayı topal sanıp ucuza elden çıkarmaya bakıyor!”
Eşeği satana koşmuşlar: “be adam bu eşek topal değilmiş sadece tırnağına taş kaçmış!”
Satıcı gülmüş:
- Eşek topal olmasına topal da, öyle zannetsinler diye taşı tırnağına ben koydum!
Alıcıya koşmuşlar: “yahu bu eşek gerçekten topalmış, taşı o koymuş. Seni de kandırdı, parayı aldı!”
Alıcı başlamış dövünmeye:
- Vay namussuz vay! Eğer verdiğim para sahte olmasaydı, beni kazıklayacaktı!