Dr. A.Vahap Kaya yazdı: Her şeyi yapmak mübah mı? Günah ne peki? (3)

Elinde hiçbir şey bulunmayan veya yönetim erkinde görev almayan insanların kendini tümden değiştirme hayaline kapılmak istemleri; ismi üzerinde hayal olduğu kesin olan bu özelliklerinden kurtulmaları, uzun süreli çalışmalarla geçmişe ait hasta davranışlardan kurtulmakla

Elinde hiçbir şey bulunmayan veya yönetim erkinde görev almayan insanların kendini tümden değiştirme hayaline kapılmak istemleri; ismi üzerinde hayal olduğu kesin olan bu özelliklerinden kurtulmaları, uzun süreli çalışmalarla geçmişe ait hasta davranışlardan kurtulmakla olasıdır. Aksi halde geçmişin izleri ve genleri sizi rahat bırakmaz ve siz her seferinde o istek ve taleplerle karşılaştığınızda ne yapacağınız şaşırırsınız. Emek sarf edilerek elde edilen bütün ürünlerin geçmişinde bir yerden başlayan doğuş ile yaşama sürecine girmişler ve daha sonra da yaşamda vazgeçilmez bir konuma gelmiştir. Yaşama kendiniz dayatan her etkin gibi yaşamın etkisinden de etkilenerek değiştirdiği gibi süreç ile birlikte kendisi de değişmektedir. Elinde yetki bulunduranların kendilerini değiştirmeleri ise daha da zordur, kendine kaide oluşturdukları bir kişilik onları yönlendirmeye başladığını görmezden gelseler bile öyle bir gerçeklik vardır. Bu kaideleri yasa olarak özümsemiş ise, özümsediklerini kendi dışındakilere de mutlaka dayatmıştır. Bu etkileşim süreci kalıcılaşan normal bir hakka dönüştürülmeye çalışılırken; öyle ya da böyle kalıcı iz düzeyine çıkıyor. Süreç devam ettikçe daha da kalıcılaşması için farklı yatırımlar ve destekler de aldığında artık olumsuz bir yönetim ve yaklaşım anlayışı insan yaşantısında sürekli kendini yenileyen ve irin akıtan bir yaraya dönüşüyor. Nedenine gelince oluşan sistemler birbirlerinin kötü örnek tetikleyicileri ve elbirliğiyle kötüyü uygulamak rahat olduğu için tembellerin başvurduğu bir yol ve yöntemdir. İyiliğe karar vermek ise sürekli çalışma gerektirdiği için kimse bu süreyi ve süreci göze alamayabilir.

Tarih akışı içinde aileye veya bölgeye hükmeden aile veya toplum büyükleri canları istediği her şeyi topluma halka dayatmıyordu. Ortak oluşturulmuş kurallar ve bu kuralların zaman içinde yasalara dönüştüğü tarih akışı bazı kuralları oturtup anane halinde toplum kültüründe yer edindirdi. Toplum büyükleri kendileri de bir önceki büyükten miras yoluyla hukuku (ananeyi) daraldığı için daha önce ne uygulanmışsa o büyükte aynı şeyi uyguluyordur. Bu yaklaşım hem olumlu hem de olumsuz yaklaşımlar için geçerli bir kural iken insanlaşma bunu tersi bir yaklaşımı da dayatıyordu ki insan iyiyi tercih etmek zorunda kalsın diye de yaşamı kendi kurallarıyla örüyordu. Yani toplum liderleri kafasına eseni uygulayıp uygulatmıyordu. Çünkü insanlık oluştuğundan bu yana hiç kimse ve hiçbir klan ile toplum veya halka kafasına eseni yapmamıştır veya yapmayı alışkanlık haline getirmemiştir. Bazı fevri davranışlar olmamış mıdır? Elbette ki tarihin akışının içinde bu tarz hastalıklı yaklaşımları ortaya koyanlar olmuştur ama hiçbir zaman kalıcılaşmamışlardır ve bu tarz yaklaşımlar tarihe düşülen notlarda bakın olumsuz davranışa örnek mi istiyorsunuz alın size bu yanlış davranış ve bundan da ders çıkarın denmiştir. Ve gelişen modern toplum ilişkileri, teknolojik destek ile olumsuz davranışlara örnek olabilecek gelenekselciliğin devamının pekte mümkün olmadığını gösteriyor. Yeni jenerasyon bir birlerine aktardığı hak ve isteklere karşılık geleneksel ilişki ve hukuku dar kaldı. Daha modern ve günümüze hitap eden daha insani normlar geliştirildi ve sürekli de geliştirilmek zorundadır.

Böyle bir ilişki ve yaşam tarzı daha rahat, gelenek aile endeksli eğitim ile adeta hipnoz edilen aile fertleri ve toplumlar, katılımcı bir yaklaşımı, uzun süreli yaşam endeksine soktuğu için; insanların yaşamak istediğini, talep uygun yollarla talep ederlerdi. Talepleri mütevazı ve küçük olduğundan geleneksel toplumların ekolojik yaşam tarzına yakın yaşayışlarından ötürü daha rahat dönemler yaşadığı söylene bilir. Her ne kadar birbirlerinden taleplerin değiştiği döneme denk gelen yönetim anlayışların başlangıç noktası olsa bile yine de bu günle karşılaştırıldığında daha mütevazı istekler olduğunu söylemek lazım. Yönetim erkinde olan insanlar zaman zaman yakalamak istediği sulhu kurallara uyan insanların halim selim davranmaları ve daha sonraki dönemlerde dinlerin büyük etkisiyle yakaladıkları söylenebilir. Çünkü mistik bir hava oluşturulmuş ve çok güçlü ama kimsenin görmediği bir tanrıdan korkuları çok büyük olmuştur. Yani her şeye gücü yeten her şeyi bir anda değiştirebilen ve en vahşi şekilde insanlara ceza verebilecek bir gücün sahibinden herkes korkmuş, bunu da dönemin etkin kişilerinin veya etkin olmaya aday kişiliklerinin aracılığıyla insanlara iletmiştir. İnsanlar öyle ya da böyle dinlerin etkisi altına girmişlerdir buda dinin getirdiği kurallara sınırsız biati getirmiştir. Bu gün kullanılan yönetme erkin bir benzerine, her dönem yönetimlerin kullandığı yöntemleri olmuştur. Büyük konuşur küçük dinler, büyük söyler küçük uygular bu bazen bir kişi bazen bir yasa bazen bir gelenek veya dini kural olmuştur ama her zaman güçlü söyler, gerisi! halk uygulamaya uymak zorunda bırakılır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri