Her toplumun bir tarihi ve oluşmuş kültürlerinden kaynaklı gelenek ve görenekleri vardır ki buda görünen veya yazılmamış kanunların özelliğini ve gücünü taşır. Kimsenin kimseyi uyarmadığı ama kendiliğinden insanların uyduğu görünmez kanun ve yasaların işlerlik tabakası, toplumun genel yapısının üzerinde ki bir katmanda seyreden bir iklim ve her insan istediğinde aynı iklim ile diyalog kurup oradan nasiplenebilir. Bunlar büyüğe saygı ve alınan ailesel kararlara uyma gibi özellikleri günümüze kadar yaşattı. Burada ciddi bir emekten söz ettiğimiz üretkenliğin gerçek sahipleri toplumun kendisi olduğundan bu yasalara uymada bir güçlük yaşanmaz, aksine bu yasaların daha da kalıcılaşması veya derinlemesine yaşama işlenmesini kendi geleceği ve hayatiyeti olduğunu düşünene insanların sayısı tembellik yapıp uymayan insanların sayısından çok çok fazladır. Bu kanun veya kararlara uymayanların çok çok az olduğunu ve fevri davranış sahibi kişiler olduğunu bilen toplum onlara karşı çok küçük bir emek ile tedbir alıp bu tarz olumsuzlukları ortadan kaldırırlar. Kişilere ters gelen veya bu uygulamalarda yaşam olmaz diyenlerinde dikkat göstererek uyduğu ve uymaya zorladığı yaklaşımları ise gözlemlemeye veya denetlemeye dönük farklı bir yaklaşımı, farklı bir ahenk veya uyuma dönük zindeliği devreye sokar. Bu kültür öğelerinin birikimi veya oluşmasının yanı sıra korunmalarındaki ciddi çalışmalar bin yıllar sürmüştür. Herkesin emeğine sahip çıktığı su götürmez bir gerçeklik olan yaklaşım bize bu kültürel ananelere uyum zorunluluğunun hayatiyetini gök yüzüne serili bir örtü kadar dayatıcı oluyor hem de istekle dayatılana uyum gösteriyor.
Tarih süreci içinde değişerek günümüze gelen yönetim biçimleri bir sonraki yönetim biçimine evrilir ve eski yönetim ancak bu güne kadar gelmenin görevini görmüş toplumu bir arada veya canlı tutabilmiş bir hal alır. Büyükçe bir dağa dönüşmüş duygu birikimini eşeledikçe kendi süreci içinde bir hayli iş gördüğü, toplum içerisinde ilişkilerin kalitesinden söz etmiyorum ama ilişkilerin devamında görev aldığı görülecektir. Geçmiş ile günümüz yönetimleri arasındaki fark veya içerik değişse bile geçmişin izlerini günümüzde yaşatabildiği kadarını yaşatıyor. Bunu bazı geleneksel yönetim ve yaklaşım biçimlerinde gösteriyor, bazen kuruluş aşamasındaki bir işe yaklaşım tekniklerinde ki geleneksel belirlemelerin canlı tutulmaya çalışılmasında kendini ele veriyor. Toplumlar teknoloji sayesinde hızla değişimi yaşıyor ve sanki eskiden izler bile bırakmayacak gibi duruyor lakin insan oğlu geleneksel DNA’larından vaz geçer mi onu da tarih ve zaman bize gösterecektir. Lakin teknolojinin muazzam etki ve entegre özelliğini göz önüne aldığımızda bunun entegrasyonla sınırlı kalmadığını görüyoruz adeta toplumu asimile ediyor. Ama insanoğlu kendi mutluluğu için bir hayli emek sarf ediyor ve emeğin ürünü olan icatlarını sürdürüp teknolojiyi de insanoğlunun mutlu olabildiği teknolojinin insanoğlunun mutluluk ölçülerindeki bir alet veya yaşamı kolaylaştırıcı ama kendine bağıl kılmayacak bir şekle sokacağına da inanıyorum. İnsanoğlu canlı ve duygusu olan bir varlık ancak teknoloji ise cansız ve duygusuz bir materyal ve insanoğlu ile teknolojiyi kıyaslamak bile abestir. Ama insanoğlunun geçiş süreçlerindeki zayıflıklarından kaynaklanan yaklaşımların süresini kısa tutmak için bazı belirleme ve yardımların yapılması gerekir. İnsanoğlu bu etkisinde kaldığı ruhsuz ve cansız bir ilişkinin etkisinde uzun süre kalmasına yardımcı olmanın görevi ve sorumluluğu gereği sizin de kendinizden başlayıp katkı sunmaya ve değişmeye adaylığının gereğinin yapmanız lazım.
Yeni yönetim biçimi ve yeni yaklaşımlar sizin yönetme ve yönetilme biçiminizi gösterir ancak eskinin de izlerini taşıdığı veya zaman zaman eskiye dönme demansları nüksedebiliyor. Bu da geri kafalılığın yeni sürece dikteliğini ortaya çıkarır. Geçmişin izlerini silmek kolay değil ve insanın kendi huyunu değiştirmesini Einstein bile zorlu sürece işaret etmiş ve demiş ki “atomu parçalayabiliyoruz ama insanın huyunu değiştiremiyoruz” gibi bir zorluğa işaret etmiştir. Lakin insanoğlunun yaşantısına giren her şeyi aldığı gibi çıkarmasını da becerebilir ama yeter ki irade göstersin ve emek sarf etsin. Her geriden gelen psikoloji sizi yolda çıkarmaya çalıştıkça siz bunu ekarte edecek bir tedbir ile kendinizi kontrol altına alabilirseniz süreci iyi götürürsünüz. Her başarılı bir davranışın ardında irade ve emek vardır bunları insanların başarabildiğini tarih sayfaları içinde capcanlı bir şekilde görülebilir. Burada sizin ne yapmak istediğiniz çok önemli ve ortaya dökülen emekten gidişata yön verecek şekilde çevresel şartları düzenlemenizden geçiyor. Eğer yenilgi olabilecek teslimiyetleri yaşarsanız sizde olumsuz gidişatın gereği olan malzemelerden birine dönüşürsünüz. Şayet yenilgi değil de başarıya endeksliyseniz siz kendi şartları içinde gerekli bütün malzemelere ulaşmanın bilinç ve bilgisini elde etmek için kendinizi aştığınızın da bir göstergesine dönüşürsünüz. Sizin emeğiniz sizin siciliniz ve aynı zamanda sizin kendi tarihinizin nasıl yaşandığını geriden gelenler söylemiş oluyorsunuz. Bunlardan ders çıkarılıp çıkarılmaması değil sizin rahat bir yaşayıp yaşamadığınız ve başarılı olup olmadığını anlatırsınız. İsteyen insanalar için geçmiş tarihin her halinden ya olumlu yada olumsuz dersler çıkarılır.