Çünkü bu kadar sorunlara yol açanların topluma çöreklenerek bir şey üretmeden tükenlerin suçu olduğunu biliyor. Veya bir şeyler üretiyorum yanılgısındaki cahilliklerine her gün yenisini ekleyerek! (yaşanmışlıklardan ders almadıkları için) Tahribatların önüne geçilmiyorsa; bu yakıştırmayı hak ettiğini düşündüğüm bu anlatıma rağmen ben yoluma devam edeyim. Bu kaygıyla hareket eden koşar adım bilge biraz daha materyal toplayayım da belki birileri, bir gün bu olanların eleştirisinin gereğini veya hak ettiği biçimiyle ele alır ve bunu işlerde yaşam rahatlar veya insanlığın birbirini anlayarak geldiği mesafe, kat ettiği yolun müteşekkirliğinin bilincine ulaşır.
Ama cehalet bu işin en büyük hendikaplarından biri ve cahil insanın bunları tasavvur etmesi olası değildir. Bunu bilmemize rağmen yazmakta ve uyarmakta fayda gördüğümüzden buda tarihin derinliklerine veya sayfaları arasına bizim de bir anektodumuz olsun bazında, koşar adım emektar bilge buna değinmek isterdi. Diyordu.
Bu isteği; bizde sorunlarınız var ise, işi hakkıyla yapmak istiyorsanız! Ortada var olan sorun oranında üretken olmanız gerekir. Var olan hızlılık oranında hızlı olmak zorundasınız. Aksi takdirde elenir yok olursunuz. Hızlı düşünmek, hızlı koşar adım yaşamak belki biraz estetik kaçabilir, acil, gözle görünen ve öncelikli sorunlar ile isteklere cevaplarda çok derinlikli estetik aranmaz. Öncelikler karşılandıktan sonra! Emektarın sanatın insan psikolojisine etkilerinden (Tezinden) de atıf yaparak biraz daha anlaşılır, telaşımıza haklı bir zemin olduğunu, oluştuğunu söyleyelim.
Sanat ise yaşam kadar eski, insanın tüm yaşamıyla alakalı ve tüm yaşamını anlamlandıran bir incelik ve bir yaşama bakış tarzıdır. Sanat olmazsa miras diye bir şeyden söz etmek olası olmaz ve kalan mirastan da bir şey anlaşılmazdı, bu nedenle sanat yaşamın temelinde yer edinen güzelliklerin sunuluş biçimidir.
Koşar adım yaşayan emektar bilge; içindeki hınçla, içindeki fırtınaların sürekliliğinde, topluma ve sanata yaklaşıldığında nelerin kopacağını bildiğinden! Ya sevimsiz bir kimse olup çıkar ve kralın sofrasında beslenenleri sağlıklı bir adalet üretemeyeceğini söyleyerek yoluna devam eder. Çünkü buna inanıyor ve bu inancından yoksun kaldığında ise yok olacağını bildiğinden yok olmaktansa muhalif olmayı gördüğü yanlışları eleştirmeyi var olan güzelliği daha da güzelleştirmek veya mükemmelleştirmek için yine eleştireceğini bildiği ve herkese de böyle öğretmek istiyor.
İnsanlık bu yaklaşım tarzını, bu yaklaşımı temel denge veya terazi kabul ettiğinde, öğrendiğinde; cehalet biraz daha azalır, fırsatçıların, kurnazların veya üçkağıtçıların daha fazla iş görmeyip ilişkileri kendi çıkarlarına kurban etmezlerse!
Normları yerine oturtanların zıtlığına rağmen, ilk adımlardaki neolitik doğal yaşamın herkesin herkesi düşündüğü ve birimiz yok olursak hepimize zarar gelir anlayışını hakim kılabiliriz. Yaksa cehalet cenderesinde üstünlerin hukuku tüm insanlığa sindirilmeye çalışılırken heder olan değerler ve insanlar mücadelenin doğası görülüp, eğitim zayiatı görülüp koşar adım yaşayanların yüreğine yük binemeye devam edecektir.