DİSKİ, önceki gün haklı kaygıların olduğu bir duyuru yaptı.
Diyarbakır’da kişi başı su tüketimindeki büyük artışa dikkat çekilen açıklamada, suyun tasarruflu kullanılmaması durumunda radikal kararların alınabileceğine vurgu yapıldı.
Gerek yer üstü gerekse yer altı kaynakları bakımından şanslı bir coğrafyada olmamıza rağmen neden böylesi bir açıklama yapıldı?
Nedeni basit; aşırı su tüketimi…
DİSKİ, 3m³/sn’ye göre projelendirilen temiz içme suyu arıtma ve temin merkezlerinde günlük 280.000 m³’ün üzerinde temiz su üretiyor.
Ortalama 22.000 m³ suyu da gözeli kaynağından alıyor.
Bu da demek oluyor ki günlük 302.000 m³ su üretiyor; 338.899 aboneye 1.040.000 vatandaşa her gün kesintisiz temiz içme suyu temin ediliyor.
Ne isteniyor?
Basit ve uygulanabilir şeyler.
Bakalım.
Bulaşıkları makinede veya kapta tek seferde yıkamak, balkonları birkaç günde bir yıkamak, İçme suları yani musluktan akan su ile bahçeleri yıkamamak. Basit bir öneri de ben ekleyeyim: Özellikle kent esnafının işyerlerinin önlerini soğutma ve kalkan tozdan etkilenmesi için neredeyse bir ritüel haline gelmiş sulama alışkanlığından vazgeçmesi gerekiyor. Neredeyse hortumla transa geçen insanların işyeri önlerini dakikalarca yıkamasına şaşırıyorum.
Bu ve bunun gibi basit uygulamalarla büyük zenginliğimizi, suyumuzu koruyabiliriz.
DİSKİ’nin önümüzdeki tehlikeye dikkat çektiği açıklamasında istediği çok basit; kenti tüketim konusunda sorumluluğa duyarlılığa davet etmek.
Ancak burada, sivil toplum örgütleri ve diğer tüm birleşenler, su ile daha çok haşır neşir olan esnaflar (Kahveler, lokantalar, araç yıkama yerleri), kamu kurumları ve vatandaşlarla birebir temas sağlanması da gerekiyor.
Daha iyi bir gelecek için gereksiz tüketimlerden, aşırı tüketimden kaçmamız gerekiyor.
Gelin hep beraber DİSKİ’nin bu çağrısına el verelim.