Halil Yaman yazdı: Ahmed Arif

Bu tezkirede beni duygulandıran şaire sonsuz saygılarımla...

Tüm yitirdiklerimizde saklı olan bu sözcüklerin anlam bulması yada çoğu kişi için anlamakta güçlük çektiğimiz, bizi derin yaşantılarda bırakan her bireyin bir sonraki yaşamında önemli yer olan bu şiirler yazıldığında eminimki Ahmed Arif içinde yaşantısı pek çetin ve derindi.

Hal böyle olunca ‘’Seni, anlatabilsem seni...

Yokluğun, cehennemin öbür adıdır.’’ Dediğinde onun cehennemi, yaşarken sözcüklerine yansımıştır. Edebiyatımızın değerli şairi Ahmed Arif,

Bu hazan yıllarında bir çok badireler atlatsa da aşkın her türlü halinde içinde yeşeren ve duyguları berrak yansıtan yazar, şiirlerinin özüne indiğimizde topluma yansıtılan mutsuzluğu, kişinin öz benliği, aşkın acı tarafı bir de acı ile karışık güzel duyguları bize aktarmıştır.

Adeta çaresizliği anlatıp o yarayı her dizesinde emen ve çiçeklere bulayan şair...

"Seni, anlatabilmek seni.

İyi çocuklara, kahramanlara.

Seni anlatabilmek seni,

Namussuza, halden bilmeze,

Kahpe yalana.

Ard-arda kaç zemheri,

Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.

Dışarda gürül-gürül akan bir dünya...

Bir ben uyumadım,

Kaç leylim bahar,

Hasretinden prangalar eskittim."

Toplumun gerçekliğini ön planda tutan ve Cumhuriyet Döneminin Türk Edebiyatında en önemli şairlerinden biri olarak kabul edilen toplumcu gerçekçiliğin ustalarındandır. Yaşadığı coğrafyanın duyarlılığı ve halkın kaynağındaki sesini hiç yitirmeden lirik, epik ve koçaklama tarzını kusursuz bir kurguyla kullanarak özgün, tutkulu, müthiş ezgili çağdaş şiirler yazdı.

Mahpushanede kalem bulamayan ama şiirlerini rüyasında yazan, yaşadığı çağın aynası olmayı beceren ve günümüze kadar yansımasını yaşadığımız dizeleri bizi sarmalıyor adeta.

"Şairin Gömleği

Ahmed Arif, Cemal Süreya’ya öylesine inanır, onu öylesine sever ki, hiç görmediği halde, Cemal Süreya’nın kız kardeşiyle evlenmek ister. Cemal Süreya, bu durumu kardeşine söyler. Kız şaşırır, ikisi de birbirini ta­nımıyordur. Cemal Süreya, ‘Evlen kız. Türkiye'nin en iyi şairi’ der.

Zafer Çarşısı’ndaki kahvede sözleşirler. Tanışacaklardır. Cemal Süreya, kız kardeşini alır gider. O zamanlar, çarşı kitapçılarla doludur. Bek­le bekle Ahmed Arif yok… Kitapçıları dolaşırlar. Herkesin birbirini tanıdığı çarşıda ayaküstü sohbet ederler. Ahmed Arif yok… Kız bozulur, onuruna dokunur. Cemal Süreya, ertesi gün öğrenir ki, Ahmed Arif gömleği olmadığı için gelememiştir."

Yokluğun diğer adı ve tüm yoklukta muazzam bir duruş ve her türlü yoksunluktan kalemine yansıtılan o koca yürek, hayatı da dizeleride bizi derin yaşantılarda düşündürüp bir iç çekmeye davet ediyor.

İşte bize bunca olandan sonra tüm zorluklara rağmen içindeki zehiri panzehire dönüştürüp nesillere aktaran gazeteci ve şair, Ahmed Arif.

Sevilmek kimin hakkıydı biliyor musun?

-Leyla'sına mektubu ulaşsın diye 25 kuruşluk posta pulu için hamallık yapan Ahmet Arif'in.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Yazarlar Haberleri