Trafikte tartıştığı adamı tahtayla öldüresiye dövüyor.
Bir başkasının işyeri kurşunlanıyor. 16 yaşındaki çocuğun elinde ateş alan silahtan çıkan 3 kurşun karşı apartmandaki kadının ölmesine neden oluyor.
Telefonda tartışan amca çocuklarının silahlı kavgasında iki kişi yaşamını yitiriyor.
Ortalık toz duman.
Kiminle ne zaman ne yaşayacağımızı bilemez haldeyiz.
Ufak bir tartışma, anlaşmazlık, trafikte, yolda akrabalar arasında nereye varacağını bilemeyeceğimiz sonuçlara neden olabiliyor.
Toplumsal bir gerginlik var.
Beraberinde sosyal bozulmanın geldiği yeni yaşam alışkanlıkları, ekonomik çıkmazdan kaynaklı kaygılar, toplumu giderek işlevsizleştiren bir duruma doğru tepe aşağı gidiyor.
Geçen bir arkadaşımla konuşurken, yakın zamana kadar toplumda korkuya neden olan kap-kaç ve hırsızlığın neredeyse sıfırlandığını söyledi.
Bunun istihdam artışıyla ilgisi olup olmadığını sordum?
Kısmen etkisi olduğunu şöyle anlattı; Tekstil sektörü her ne kadar öne çıksa da ciğer, tatlı ve gıda sektörünün birçok gence istihdam sağladığını tek tek anlattı bana.
Ancak, uyuşturucu kullanımındaki artışın beraberinde bir piyasa oluşturduğunu; kolay para peşinde olan gençlerin torbacılık diye tabir edilen alana, bahis üzerinden yine gençlerin bu alana kaydığını belirtti.
Tüm bu illegal alanların başlı başına sektör olduğuna vurgu yaptı.
Toplumu üretkenlikten uzaklaştıran tamamen tüketime dayalı bu tür alanların toplumda yozlaşmaya sebep olduğunu dile getirdi.
Kafanızı kaldırıp çevrenize bir bakın; öğlen vakti evden çıkan gece geç vakitlere kadar dönmeyen ebevynlerin kontrolünden neredeyse tamamen çıkmış genç bir kesim var ve aradaki uçurum ekonomik belirsizlikten kaynaklı gittikçe açılıyor.
Bu durumlarda beraberinde sosyal bozulmaya yol açıyor.
Daha önce 20-25’li yaşlar olan evlilik sınırı 30-35’li yaşlara doğru uzuyor.
Toplumu ayakta tutan geleneksel yapılar işlevsizleşiyor veya çöküşe doğru gidiyor.
Sosyal bozulma, modern toplumun eski kesinliklerinin ortadan kalktığı ve oldukça yeni bir şeyin ortaya çıktığı radikal bir dönüşüme doğu sürükleniyoruz maalesef.