Türkiye zenginleşiyor; Nereden biliyorum?
Şöyle baktığımızda karşımızda birkaç yıl öncesine hiçbir şeyi olmayan, mail-ordercılar var mesela…
Bir anda zenginleşen sosyal medyada fink atan görgüsüzlük abideleri.
Ardından Fatih Terim fonu denilen yüksek faiz vaadli saadet zincirinin zenginliğine zenginlik katmak isteyen futbolcuları çıktı.
Sektörden nemananlarla dolmuşa bile binmeye kırk hesap yapanların ülkesinde nelerden bihabermişiz arkadaşlar.
Ucu nereye dokunacak bilmiyoruz ama devam ediyor.
Diyarbakır’da da yaşanmıştı hatırlarsınız. Gündemdekilere göre daha küçük çaplı gözüne aç gözlüleri kesen kumpaslar olmuştu.
Bir daireyi birden fazla kişiye satmaktan, kuyumcuya emanet altın bırakan çok mağdur gördük de merkez İstanbul olunca işte büyüyor.
Kısa yoldan zenginlik ana amaç olmuş memlekette.
Eğitim sistemi hala sözde iyi genç yetiştirme telaşında…
“Marangoz olun gençler; musluk tamir edin, fayans döşemeyi, anten takmayı, araba tamir etmeyi, format atmayı falan öğrenin” diyor biri ve devam ediyor:
“2 milyon kişinin girdiği sınavda 1 milyonuncu olup yerleştiğin üniversiteden hayır bekliyorsun. Olmaması gereken bir Üniversitenin olmaması gereken bir bölümünde 4 yıl git gel yapıp meslek sahibi olmayı düşlüyorsun. Günümüzde üniversite mezunları 15-20 bin TL'ye iş bulamazken, iyi bir usta en az 2-3 katı para kazanıyor. Adı Üniversite olan özel şirketler kapatılsın, yerine tornacı, atölye, mesleki eğitim merkezleri açılsın...”
Adam haklı…
Ama gel gör ki kafa karıştırıyor mail order üzeri zenginlik.
Televizyon dizilerindeki ultra lüks yaşamlara meyleden bir gençlik yetişiyor; emekten haktan hukuktan ve dahası maneviyattan yoksun.
Başlığa gelelim; Türkiye zenginleşiyor.
Üretmeyen, kısa yoldan köşe dönme telaşı trend topic. Mutsuz azınlığa, mutsuz yaşam dayatan sistem tıkır tıkır işliyor.