“Akla ziyan diziler ve şiddet” yazıma bir yılsonu yazısıyla ara vermek istedim.
Toplumda çokça acının biriktiği bir deprem hafızası 2023…
O yüzden yıllarda geçse 2023 yılı kolay kolay silinmeyecek acı izler bıraktı zihnimizde.
Resmi verilere göre 50 bin 500 insanımızı kaybettik. Binlercesi sakat kalan yaralılar var bir de…
Depreme dair toplumsal bir hafızanın oluştuğu 2023 Şubat ayı ve sonrasında yaşananlar kolay unutulacak şeyler değil.
Yıkılan binlerce bina sağ kurtulanların sevinemediği bir büyük acı tablo bıraktı.
Yetim, öksüz kalan, eşini, kardeşini, akrabalarını kaybettiği yetmezmiş gibi; evsiz, yurtsuz işsiz kalan binlerce insan…
2023’ün Türkiye için en acı hafızası kuşkusuz depremler oldu.
Ardı arkası kesilmeyen artçı şoklar, ekonomiyi de vurdu.
Devasa bir maliyet ve bu yarayı sarmak için oluşan birliktelik yetmezse bile yarayı, acıları soğutan dayanışmaya şahit olmak sevindirdi bizi.
2023’ü acılarıyla uğurlamak, her şeyin güllük gülistanlık olacağı bir sabaha uyanacağımız anlamına gelmiyor elbette.
Hafızası gelecek yıla devrolacak sadece zamansal bir geçiş yaşayacağız 1 Ocak 2024 sabahı.
Zamansal geçiş dedim ya keşke bir sihirli değnek olsa da elimizde diyorum; tüm yıkımları, acıları özellikle dünyanın tüm yerlerindeki çocuk ölümlerini önlesem diyorum.
Çocuk hayali benimkisi.
Onca yıla sığmayan büyümüşlüğün tatlı çocuk düşü adeta…
…
Ah bir de Gazze var!
Arkasına aldığı destekle İsrail vahşeti…
Müslümanı da Hristiyan’ı da bir zulümde ortaklaşmış dünya devletleri…
2 ayını doldurmadan 20 binin üzerinde ölüm, bir kadar yaralı.
Yıkım sadece depremle ya da farklı bir doğal afetle olmuyor; savaşın yıkımı, derin acıları ve insanın vahşiliği…
Zaman akıp gidiyor; yıllar yılları kovalıyor. İnsanın insana yaptığı eksilmiyor. Artıyor acılar, artıyor zulüm.
Bir filmde geçiyordu diyalog; “Dünya dönüyor” diyordu biri.
Diğeri de “Bırak dönsün şerefsiz” diyordu…
Söz çok ama kelimeler kifayetsiz.
Noktayı koyalım. Noktadan sonrası az acı, çokça mutluluk olsun. Mutlu yıllar…