“Ey iman edenler! Miras konusunda kadınları zorlamanız size helâl değildir. Açık bir hayâsızlık yapmış olmaları dışında, kendilerine verdiklerinizin bir kısmını onlardan geri almak için onları sıkıştırmayın. Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız, olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız da Allah onda pek çok hayır yaratmış olur.” (Nisa/19)
Bu ayet-i kerime, kadın haklarında devrim niteliğinde olan pek çok ayetten sadece biridir. Tek başına bu ayet-i kerime bile islamın kadınları nereden nereye getirdiğinin bir ispatıdır. Kadınlara da erkekler gibi mirastan belli bir pay verilmesini farz kılan ayetler yukarıdaki ayetle aynı surede yer alır.
“Anne babanın ve yakınların bıraktıklarından erkeklere pay vardır; yine anne babanın ve akrabanın bıraktıklarından kadınlara da pay vardır; bırakılan mal ister az ister çok olsun (erkeklere de kadınlara da) belli bir pay vardır.” (Nisa/7) Kadınlara mirastan pay ayrıldığını ilan eden bu ve sonraki ayetlerin akabinde “ Ey iman edenler kadınlara zorla varis olmanız helal olmaz...” ayetinin yer bulması gayet anlaşılır bir şeydir. Çünkü mallarına ortak etmek şöyle dursun, kadınların kendilerini bizzat mal kabul edip onların üzerinde hak iddia eden zihniyet elbette bu durumu, müslüman olduktan sonra bile kolayca hazm edemeyecekti. Nitekim bu ayet buna şahitlik etmektedir. Diğer alışkanlıklara benzemediği için bu tür alışkanlıkların kolayca bırakılması kolay değildir. Çünkü kendisine ait olduğu düşünülen mülkü gönül rızası ile bir başka insanla bölüşmek nefse ağır gelir. Hele mülkü paylaşmak durumunda kaldığın insan öteden beri sana kul köle olmuş, karşında söz söyleyemeyecek kadar değersiz olduğunu düşündüğün biri ise bu yeni durumu kabul etmek daha da zorlaşacaktır. Allah Teala’nın önemle üzerinde durduğu bu emirlerin, kolay kolay yerleşecek bir şey olmadığını tarih ispatladı maalesef.
Söz konusu ayet, bu emirlere inandığı halde pratikte kabul etmek istemeyenleri, üç başlıkta uyarıyor. Şimdi küçük bir öz eleştiri yapmak suretiyle bu üç konuda ne kadar mesafe kat ettiğimize, durumumuzun ne olduğuna bakalım. Konunun önemine ve iman etmenin yüklediği sorumluluğa dikkat çekmek, bu uyarılar kulak ardı edildiği taktirde imandan uzaklaşmaya sebep olacağına vurgu olmak üzere söze, ey iman edenler! Seslenişi ile başlanması, dikkatimizi ilk celbetmesi gereken nokta olduğunu hatırlatmakla başlayalım.
Birinci uyarı: “Ey iman edenler! Miras konusunda kadınları zorlamanız size helâl değildir.
Bu konuda ne geçmişimiz ne de günümüz hiçte parlak bir tabloya sahip değil. Hala kadınlara mirastan pay verilmiyor. Hala kadınlar hakları olan payı almasınlar diye sıkıştırılıyor. Tehditler, aileden dışlama, hain, hayırsız ilan etme ile kadınlar ve kız çocukları mirastan mahrum bırakılıyor. En iyi davranışlardan biri küçük bir hediye ile sus payı verilerek güya kadını memnun ve razı etme davranışıdır. Devam Edecek