bir zamanlar yedi tepeli kente
sürgün kuşlar düş’erdi
sokaklar henüz kanatkıran ellere
düş’memişken
ve bir zaman
şehremini sokaklarına yasaklı diliyle
amed ‘li bir saka kuşu düş’tü
ne martıların
ne de kumruların
umrunda olmadı
sokaklarda ötüşürken kaygısızca
ve bir gün
hasretine yenildi
giderken dağlarına
tutsak diliyle hoşçakal dedi
ötüşen kardeşlerine
şimdi
yetmiş iki dilden
yetmiş iki sitemle
gel diyor
elsiz ve eylemsiz
betonu kuru
ama isyanı hala duru
ayrılığa ecnebi
bir zamanlar
düş’tüğü sokaklar