Siz bir şey söylüyor ve jest ve mimikleriniz başka şeyler söylüyorsa; insanlar derler ki üstü şişhane altı tophane bu ne yaman çelişki önce kendisi netleşsin sonra bize hitap etsin gibisinde, hani derler ya “ben bir şey söylüyorum sazım başka şey söylüyor”
Bir ben olsan anlarım dediğiniz bir tabloda kendinizle size en yakın duranı tercih etmek gerekir ve size en yakındaki özellikler sizinle uyumlu olması gerek.
Sizi bulunulan safta tutmak için uyum şart ama önce kişiliğinizle barışık olmanız için fikirlerinize inanmanız gerekir, sizin inanmadığınız fikre kimsenin inanması mümkün değildir.
Uyumluluk ve iyi fikir ilk otobüse atlayıp size gelenle olmayabilir yada sizin ilk otobüse atlayıp koştuğunuz kişi bir süre sonra sizi bırakabilir ama bunda bile yıkıcı olmamak lazım.
Çünkü o an etkilendiğiniz şartlar sizi etkileyen etkenler bir süre sonra değişebilir ve siz bu değişen fikirlere oryanete bir bizimde bakış açınızı değiştirdiğinizden yaklaşımınız değişebilir, bunun içinde sizin değişimden sonraki haliniz için gideceğiniz konak ve mekanlar için baştan kırıcı olmamanız gerekir
Kendiniz aşkın hızlı temposuna hazır halde tutabilir.
Ve belki beraber aşk için milyonlarca parçaya bölünüp uzaya dağıldığında her bir parça karşılıklı birleşir ve her konulan yerde yeni bir dünya yaratırsınız.
Her bir zerrecik, her bir atom, her bir parça bir insan veya dünya olabilir ise işte yekvücutta milyarlarca insanı barındırmanın sırrı ve bir kişinin değişimi aslında milyarlarca insanın değişimi demek olduğunu “her bir insan bir dünyadır” bir daha teyit etmiş olur.
Erişilmez noktaya yükselirseniz kendiniz bir daha elekten geçirmeniz gerekir ki kimse size ulaşamazsa siz insanlıktan çıkarsınız.
İnsanların en büyük özellikleri sosyal olmaları ve bir birleriyle iletişimde olmalarıdır, bencillik, egoizim, ihanet, çıkarcılık sosyal duygu değildir ve sizi bulunduğunuz safhadan uzaklaştırır.
Aşk tanrısı bile gökten inip yerde insanlarla diyalog kurar tekrar gökyüzüne çıkardı ve rivayete insani boyut katılmış olurdu.
Yani eski misal tanrılar bile insnalarla diyalog kurma ihtiyacı hissederdi hatta diyalog kurmadığına inanılan tek tanrılı dinlerde bile elçileriyle diyalog ihtiyacı hissederdi ki düşüncesi yayılsın.
Kararsızlıklarda ve yanlışlarda tümden kaybetme riski var ve kaybedişlerde tümden kaybettiğiniz de telafisi mümkün olmayan kayıplar olmuş olur
Ama insani ve doğru tavırlar insan kısa vadede kaybettirse de uzun vadede kesinlikle kazandırır.
Eğer arayışın insan ve insanlaşmaya dönükse her zaman bir umut vardır ve çıkmayan candan ümit kesilmez derler ya.
İlişkiler sabit değil ve hareketli bir süreç olduğundan kırılganlıklar yine hareketli bir sürecin geçirgenliğinden geçeceğinden geride kalabilir ve kaldığında temiz bir sayfada de yine sözcükler sevinerek yer edinsin. Bitti.