Dr. A.Vahap Kaya yazdı: Nefret edenler olduysa sevenlerde oldu (2)

Toplumda katmanların oluşması bu. işin ateşine odun taşıdı değirmenine buğday taşıdı ve sistem işlemeye başladı

Artık nefret etmek sıradan bir sebebe bile indirgenir oldu ve bu indirgemenin düzeyi sıradanlaştı.

Artık insanların özel çabasına da gerek olmadan sıradanlaşan bir duygu halini aldı ama yinede o kadar basit değildi çünkü nefreti saklayamazsın ve gider dolaşır sonra döner sahibini bulur.

Nefret insanın normal tepkimesi olmadığı için insanların yapısına uymuyor ve hep dışarıda sahipsiz kalıyordu

Nefretin faturası can yakıcı olsa bile sevginin enerjik yapısı ve insanda bıraktığı kalıcı etkisinden ötürü nefret sevgi kadar uzun süreli yaşayamaz.

Dünyanın çarkını döndüren sevgi arayışının doğurduğu sonuçlardır, nefrette sevgide düzey ve ilerlemeleri renklendirmenin yan etkileri gibi duruyor.

Belki nefret kalıcı veya çok uzun süreli yaşandığı sanılabilir ama acı vermesinden kaynaklı olduğundandır.

Sevgi bir insanın yemek yemesine benzer, su içmesine benzer eğer su içmez ise ölür, ölümden öteye köy mü var? ama su insanın bilinç yapısında efsane değildir, nefret acı verici olduğundan, sonuçlarına maruz kalanlarda efsane oluşturuyor.

İnsanların acıyı yaşamaları ve acıya tepkileri dayanıklılık ölçüleriyle bağlantılı olduğundan bazı insanlar acıyı hissetmiyor gibi davransa bile acı acıdır ve sancısı vardır.

Yarattığı sonuçlar vardır ve insanlar nefretin sonuçlarının yarattığı tahribatları unutmazlar.

Nefret kendini yaşatsa bile ben sevgiye ibremi çevirip sevgide yaşamayı tali plana bırakmam.

Sevgisiz yaşam; yaşamın susuz kalması gibidir ve üç gün su içmezsen ölürsün, sevginin sonuçları da bende aynı etkiyi yaratır.

Sevgi yaşamalı ki insanların ömrü uzasın ve birbirlerini daha fazla sevme imkanı bulsunlar diye.

Sevgi renk değiştirip geliştikçe, insanların kendi aralarındaki ilişki; rahat ve daha kolay ulaşılır olur.

Yaşamı tekdüzelikten çıkarır ve insanda farklı yönlerinde olduğunun da farkına vardırır.

Sevgi insanı boğmaz ama nefret insanı öldürür ve sevginin seviyesi nefretin sevgisinden daha yüksek olduğu içindir ki toplumlar birada bulunmayı başarmıştır.

Yani sonuç değerlendirmesinde bir arada bulunmayı başardığı kadar başarmıştır, çıkar ilişkileri, aç gözlülük, hırs, üstünlük psikolojisinin hastalığı milliyetçilik akımları, saldırılar, kolonyalizm vs vs.

Bu kadar gerekçelerin açgözlülüğünde bu kadar sağlanabilir dememek gerek daha da iyi olunabilir.

Bir arada bulunan toplumlar veya insanlar tarifinde yetersiz kaldığı bir sevgiyi paylaşıyorlardır ki.

İnsan en yüce varlık ama bir o kadar doğal yaşama olan bağlılık duygusu da onları doğaya karşı bağımlı hale getiriyor, doğayla yaşamazlarsa yine ölüm var demektir, hassasiyeti bu kadar yüceltmişlerdir.

Bundandır ki en ufak bir nefret duygusuna tepki gösteriler ve istemezler ki nefret kendilerinin yaşadığı toplumda bulunsun.

Doğrusu da budur, sevgi dururken, aşk dururken insan yapısına uygun olmaya bir duyguda neden yaşasınlar ki?

İnsanların sevgi duygusunda buluşup birbirlerini büyütmek dururken, insanlar neden nefret duygusuyla küçülüp yok olmayı hatta geride iz bırakmadan yok olmayı seçsinler.

İnsanların en temel duygularından biri de kendilerinden sonra doğru bir iz bırakmak istemesidir ki yemezler çocuklarına miras diye bırakırlar.

Zaman ilerledikçe insanların birbirleriyle ilgili daha geniş bilgi sahibi olmaları onların birbirleri hakkında duygu beslemesine sebep oluyor.

Tarih akışını kısaca özetlemek istedik sonuçlar istendiği ölçüde dört dörtlük olmazsa da hala dünyada yaşıyor isek ibre yine sevginin elinde demektir

Nefret edenlerin olduğu kadar sevenlerin de var ise gerisini düşünmemek lazım çünkü sevenlerin sevgileri etrafında bir koruma duvarı oluşturuyor.

Artık cennet dedikleri duyguyu orada yaşayabilir sevenlerine bir şiir mısrası da sen okursun.

Ve

Artık sen sevilen bir dünyada yaşıyorsun ve rahat ol.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri