Hani sözüm vardı ya sizi size tarif edecektim
Köhnemiş bir gemi gibi ne limandan ayrılır
Nede limanın işine yarar
Ne bırakılıyorsun
Nede seninle olunabiliyor
Bir yaşamdır tutturmuş gidiyorsun
…
Mevsimler emanetini alır aylardan
Herkes yerli yerinde gibi ama fazladan köpekler havlıyor
Sokakları teslim almış insan çığlıkları göğe çıkıyor
“Taşlar bağlanmış köpekler salınmış” diye
Bende sevdiceğimin peşinden sürüklendim aynı limana
...
Bulutların yüzü çok asık
Güneş biraz daha uzak
Ama gülüşlerin çok yakın
Yıpranmış ama bir atasözü kadar asil
Bacaları işleyen bir fabrika kadar umut verici
Doğa kadar saf ve temiz
…
Gülüşlerin katılırdı insan gülüşlerine
Peşine takılacağın yol karışmıştı yolların varağına
İzinsiz el bile kaldırmayan erkeklerin vasatlığına
isyan eden gülüşler kadınlardan yükselir
…
Bulutlar yükünü boşaltmadan
Aydınlık bir üstümüze yağsa
Kuytuları aydınlık ile bir yıkayabilsek
Ben vazifemi yapmış sizi de rahat bırakmış olurum
…
Gövdeme açtığım pencerelerden sizi değil evlatlarımı baktırırım
Bir sinir yumağına dönen bir gövdeden geriye bir şey kalmışsa
Sokak farelerini sırtımdan atabilsen
Birazcıkta onlar gövdemden baksın
kalmışsa sevinci yaşasın
ve görsün dünyanın kaç bucak olduğunu
ızdırap’ın ne olduğunu gövdemde nelerin yaşandığını
nasıl yaşandığını anlayabilsin.