7 yıldır cezaevinde olan HDP eski eşgenel başkanı Selahattin Demirtaş, “Slogan dışında hiçbir numarası olmayan tipler nitelik ve nicelik kaybına yol açtılar” sözleriyle HDP’nin siyasetini eleştirdi. Aynı gün akşam saatlerinde yeni bir tweet atarak “Aktif siyaseti şimdilik bırakıyorum” dedi.
HDP’den temkinli yaklaşım olmasına rağmen, Demirtaş’a yönelik hem de ağır bir dille eleştiri HDP’nin eski eş başkanlarından Sezai Temelli’den geldi.
Temelli, isim vermeden Demirtaş’ı eleştirdi: “Sosyal medya fenomenliği ve pop star kampanyacılığının etrafı kapladığı bir süreçte politik söylemlerin ve paradigmal referansın gölgelenmesine karşı maalesef güçlü bir hamle geliştirilemedi.”
Ahmet Türk’ün yaklaşımı çözüme yönelik gerçekçi eleştiriler şeklinde oldu.
Deneyimli politikacı Ahmet Türk, “Selahattin Bey başarılı bir politikacıydı. Genç ve dinamik bir arkadaşımız. Böyle bir karar beklemiyordum. Demirtaş ile verdiği kararın nedenlerini konuşacağım. Sesim yankılanıp bana geri dönüyor” eleştirisini doğru bulmuyorum. Partinin bir merkezi var, onlarla dayanışma içinde sürdürülmesi gerekiyor” dedi.
Ancak Türk, Demirtaş’ın seçim sürecine dair eleştirilerine destek vererek “Örgütlü bir yapı yoktu. Parti içinde birçok genel merkez oluştu” yorumunda bulundu.
Sandık sonuçlarına dair, “Hepimizin yeniden düşünmesi gerekiyor” diyen Türk, “Seçim sürecinde eksiklik vardı. Bu eksiklikler, adaylıklardan programa birçok yerdeydi. Kürt bölgelerindeki sonuçlar bunu gösteriyor. Bundan sonra halk konuşacaktır” ifadelerini kullandı.
Her şeyden önce, Demirtaş’ın bu çıkışı bireysel bir ifade değil.
Demirtaş’ın HDP’ye yönelik temel eleştirilerde bulunuyor.
İlki “seçmen sosyolojisindeki değişimin” doğru okunamaması.
Bir diğeri “AK Parti ve MHP ortaklığında kurulan rejimin derinliğinin kavranamaması ve buna uygun bir mücadele stratejisinin geliştirilememesi”
Seçimdeki anlam ve anlayışın tam olarak kavranamamasından ortaya çıkan lakayt durumun, güçlü bir seçim kampanyasına yaptığı etki.
Ve son olarak, “Kendisinin siyasi alandaki boşluğu doldurmak ve HDP’yi –ona önyargıyla bakan- kitlelere taşımak için gösterdiği çabaların anlaşılamaması ve hatta “kendini öne çıkarıyor” düşüncesiyle linçe tabi tutulması”
Tüm bu eleştirilerin aday belirleme sürecinden başlayarak kampanya boyunca sürdüğüne hepimiz şahit olduk.
Bugün ortaya çıkan Türkiye siyasetindeki tablonun Kürt seçmeni iyi organize edemeyen HDP’nin kusurlarının bu şekilde dile getirilmesi; Demirtaş’ın “yankılanan sesinin kendisine geri döndüğü” eleştirisi çok doğru.