Hacca gideceğim müjdesini aldığım andan itibaren anlatamadığım bir şekilde bu sorumluluğu hissetmeye başladım. Yazdığım yazılar bir nebze de olsa bu sorumluluğu yerine getirmede bir katkı olur umudundayım. Hacın merhum Ali Şeriati'nin deyimiyle "büyük bir öğretim" olduğunu ve ömür boyu yaptığınız güzelliklerin bu mektebe hazırlık olduğunu hacca gidip bunu bizzat yaşayınca anlıyorsunuz. Çünkü hac bir ömrün özetini kısa bir zaman diliminde canlandırmak ve semeresini almak olduğu gibi aynı zamanda kalan ömrü anlamlandırmaktır. Aslında anlayacağınız bir dönüm noktasıdır o. Hac öncesi ve hac sonrası. Öyle ya o bir mekteptir demiştik. Bu mektebin en önemli derslerinden biri de ölümdür herhalde. Öyleki başka hiçbir şey bu derece ölüm bilinci kazandıramaz, ölümü bu derece yaşamla iç içe algılamanıza sebep olamaz. Hacca gideceğimi öğrendigimde ruhen ve zihnen hazırlık yapmak için çok fazla zaman olmamasına hayıflandım. Hiç olmazsa bir noktada dikkatimi toplayayım, düşünce ve duygularımı dağıtmayayım diye beni bekleyen ilk menasik olan ihramda yoğunlaşmalıyım diye düşündüm. İhram; ne kadar çok şey ifade ediyor kimbilir... Ama benim karşıma çıkan ilk şey tüm çıplaklığıyla ölüm oldu. Yakında ihrama girecektim, yani ölüm provası. İhramdayken artık bir ölü olduğumu hiç aklından çıkarmamak için şimdiden hazırlık yapmak gerek. Aksi halde o sadece şekilsel içi boş bir fiilden öteye geçemiyor ihram için gusül alıp namaz kılmak artık kabre girme zamanını hatırlatmaz mı hiç. İşte havaalanındayız, sevdiklerim beni yolculamaya gelmişler, sevinçle karışık bir hüzün içindeler sanki. Benimse duygularım bambaşka. Beni kabre koymaya hazırlandıklarını düşünüyorum. Az sonra Öyle de oluyor. Kontrol kapısından içeri giremiyorlar zira. İsteksizce yalnız bırakıp ayrılıyorlar. Kendimi Peygamberimizin tarif ettiği gibi hissediyorum. "Ölüyü üç şey takip eder. Malı ailesi ve amelleri. Bunlardan ikisi geri döner biri kalır. Ailesi ve malı geri döner, ameli kendisiyle kalır." Kabirdeyim artık, üstümü toprakla örtmüşler gibi. Sevdiklerim çok uzaklarda kaldılar, bana hiçbir faydaları dokunamaz bundan sonra. Bu arada ölümün güzelliğini bambaşka dirilişler barındırdığını da fark etmeniz uzun sürmüyor. İhram Seni kendinden ve bütün bağlarından koparırken yepyeni bir harekete sevk ediyor. Hatta belki hiç yaşamadığın kadar hareketli bir yaşam. Yaşamanın hedefinin ölüm olduğu gerçeğini keşif ve daha niceleri. Aslında ölüm, ömür boyu merak ettiğin yada düşünme zahmetinde bulunmadığın hakikatlerin açığa çıkması mıdır acaba. Ölüm hiç keşfedemediğin hakikatlerle dolu " Biz, Allah içiniz ve ona dönüyoruz"
İhram Aslında hicreti de barındırıyor. Kendine hicret. Toplumun tüm dayatmalarından, kendine yüklediğin aptalca anlamlandırmalardan ve daha anlatamadığım nice gerçek dışlılıklardan hakikate, kendini tanımaya, kendin olmaya doğru bir yolculuk. Her an akmakta olduğun, farklılaştığın, değişip dönüştüğün, aslında yeniden yaratıldığın kesin. "O her an bir iştedir" Bunu keşfettiğin an duaya duruyorsun ister istemez, bu ölümden nice dirilişlerle çıkmak için. tüm yanıltıcı, yabancılaştırıcı, örtücü sıfatlardan sıyrılıp sadece insan olmak. İsanlık dışındaki tüm sanların yanıltıcı bunaltısından kurtulmak, hürleşmek... Tüm zincirlerden, esaretlerden... İnsanlaşmak, sadece insan olmak ve insan kalmak...
Büyük Hac Öğretimi 1
Bu ayki yazılarımı kutsal topraklardan yazacağım inşallah. Bunun bir sorumluluk olduğunu düşündüğümden, bu yükü bir nebze de olsa üzerinden atmak düşüncesi taşıyarak.