Nakif’in Türküsü
Köprünün orta gözü
Sular apardı bizi
Nakif gözün kör olsun
Öldürdün hepimizi
Evleri dört köşeli
İçi nahit döşeli
Ne ağladım ne güldüm
Nakif çaya düşeli
Kavgada cam kırıldı
Nakif evden darıldı
Körolasın Saco Naco
Nakif çayda boğuldu
Dicle’nin altı kara
Ana gel beni ara
Saçlarıma kumlar doldu
Cahide gel sen tara
Ben-u Sen çardakları
Emel ver bardakları
Ne güzel yazı yazar
Güner’in parmakları
Kırklar dağının düzü
Karanlık bastı bizi
Nasıl oldu Suzan hanım
Dicle ayırdı bizi
Köprünün ilk üç gözü
Sular apardı bizi
Nakif gözün kör olsun
Öldürdün hepimizi
Dicle derin su boldu
Erbil, Emel boğuldu
Ben şimdi ne yaparım
Olanlar bize oldu
Arabası Şavrole
Bindiler güle güle
Muzaffer’in inadı
Bizi gömdü Dicle’ye.
***
Yapılan bir yorumda olay şöyle anlatılır.
Saco: Nakif’in annesi Saciye Hanım
Naco: Nakif’in kızkardeşi Naciye Hanım
On Gözlü Köprüyü seyreden bir Diyarbekirlinin aklına düşmez mi Suzan ile Nakif 'in hüzünlü sonları.
Nakif genç ve yakışıklı bir Diyarbekir delikanlısıdır.
Pilot eğitimi almıştır. Tarımsal ilaçlama yapan ve halk arasında pırpır diye adlandırılan uçaklarda Pilot olarak çalışmaktadır.
Bir Balo yapılır o tarihte Askeri Garnizonda. Nakif ile sevdiği kız Suzan da o gece balodadırlar.
Dans ederler, eğlenirler.
Gecenin sonunda Nakif'in Ford Marka büyük taksisi ile hava alıp gezmek ister gençler.
Aylardan Mayıs ayıdır ve çok yağmur yağmış Dicle Nehri kabarmıştır.
On Gözlü Köprüyü geçerler, Kırklar Dağının Yamaçlarına gelirler
Kaygan olan patika yolda otomobil kayar. Nakif’in Taksisi Dicle Nehri’ne uçar.
Nakif, sevdiği kız Suzan ve araçta içinde subay ve subay eşlerinin de olduğu yedi arkadaş Dicle Nehrinin coşkun sularında kaybolurlar. Bu olay Diyarbakır’da büyük bir etki yaratır.
Gençlerin ölümleri üzerine Suzan Suzi şiiri yazılır birileri tarafından ve bestelenir.
Severek dinlediğimiz bu hüzünlü "Kırklar Dağının Düzü" türküsünün gerçek öyküsü budur. Televizyon dizilerine konu olan, film ve klipleri yapılan çokça sanatçı tarafından yorumlanan bu Türkünün son zamanlarda bazı yazarların çeşitli versiyonlarla süsleyerek Kırklar Dağı Efsanesinin içine yerleştirdikleri Mitolojik Suzi ile gerçek olan bu Suzan-Nakif hikayesinin hiçbir ilgisi ve alakası mevcut değildir.