Beytocan’ın ardından…

Bir değer daha aramızdan ayrıldı; Beytocan…

Bir değer daha aramızdan ayrıldı; Beytocan…

Zinga zinga dile min, Agır ketiye dile min, lo dilo her biri yüreğe etki eden şarkıları bırakarak aramızdan ayrıldı.

Konuşamıyordu ama her gördüğümüzde o tınıılar gelip kulağımıza yerleşir.

Kendisiyle son röportajı yapan Mehmet Mutlu, ardından şöyle yazmış: Babası o sene hacca gitmiş döndüğünde bir oğlu olduğunu öğrenince ona “Beytullah” adını vermişti; İlk okulda İstiklal Marşı okunurken yaramazlık yaptığı için öğretmeninden yediği tokattan sonra kulak zarı yırtılınca bir kulağının duyma yetisini kaybetmişti Ubeydullah ; bu tokat ona aynı zamanda; zindanlar ve sürgünlerin yolunu açan büyük bir sanatçı olma hüviyetini kazandıracak yeni bir sürecin fitilini ateşlemişti ve artık o sahnelerin ve yaralı gönüllerin dev ismi Beytocan’dı…Stokholm’de kaldığı hastanenin kapısına vardık, elinde tesbihiyle jilet gibi temiz ve ütülü kıyafetleriyle bizi karşıladı, her zamanki gibi dik yürüyordu, tam bir Farqin beyefendisiydi, vücudunun her yerine dağılmış kanseriyle dalga geçer gibi bizi ve hastane görevlilerini sağlığının çok iyi olduğu konusunda inandırmaya çalışıyordu, eliyle kahvelerimizi getirdi, iki yıldır serumla besleniyordu ama ısrarla röportajdan sonra bizi yemekte ağırlamak istiyordu, bu söyleşi hayatımın en anlamlı ve en zorlu işi oldu. Hastane’den ayrılıp İsveç’ in uzun ve serin bir yaz gününü ardımıza bıraktığımızda benim ve ekip arkadaşlarımın ağzına aynı cümle pelesenk olmuştu “ Welleh Beyto can e can !”…

***

Yazar Şehmus Diken, sınıf arkadaşı için şunları yazmış:

Yirmi gün kadar önce asılsız “öldü” sosyal medya paylaşımlarından biri daha ortama düşmüş ve hemen kendisini aramıştım.

Gayet keyifli ve rahat konuşuyordu telefonda.

Doktorlar artık hastanedeki tedavinin bittiğini söyleyip evine yollamışlar. Gelmek istiyorum memlekete demişti. Gel, elimizden gelen her bir şeyi yaparız dedim.

“Beytullah” deyince, “değişti, mahkeme kararıyla sanatçı adım ‘Beytocan’ artık resmî adımdır” dedi.

Tarz sahibi, kendine ait yorumu olan, çok şık giyinen (özellikle beyaz) harika bir sesti.

Artık olmayan mardinkapıdaki cumhuriyet ilkokulundan sınıf arkadaşımdı.

Beşinci sınıf bitince o zamanlar diploma defterlerine fotoğraflı künyelerimiz işlenirdi beşerli sayfalarda. Aynı sayfadaydık.

Ruhu(n) şad û handan olsun sevgili arkadaşım.

Oxir be insanê hêja, agir berda dile me û çû.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri