.. /Şu günlerde her seçim döneminde olduğu gibi en zengininden tutun, en yoksuluna kadar herkes seçimlere odaklanmış durumda..
"Seçimlerden sonra bakın neler olacak.. " diye kıyamet senaryoları yazanların yanında iyimser bakanlar da var tabii.
"Yahu netice ne olursa olsun önemli olan yaşamak, ölmeyeceğimize göre sonuç möhim deel" diye baldırı çıplak teselliler de yok değil hani..
Yaşamayı nefes alıp vermek sananlar maalesef Ülkenin kaderini de belirliyorlar.. Hani uzun süre kadınsız kalan dul erkeklerin, "Nefes alıp versin yeter" dedikleri türden bir gariban tesellisi işte.
Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde okuyan Aziz adında bir adaşım. Yıllarca Histoloji dersi sınavlarını veremiyor. Arkadaşları, " Yaw kardeşim şu sınavı ver de kurtul artık" diye yalvarmaya başlıyorlar. Hocası ile görüşüp sınav olmayı talep edince hoca, "Tamam Aziz sana tek bir soru soracağım yanıtlarsan sınavı geçersin" diyor. Aziz kabul edince hoca soruyor, "Aziz Kurbağanın başını kesersek yaşar mı? " diye sorunca, Aziz, "Yaşamaz" diyor. Hoca hiddetle, "Aziizzz!! yaşar yaşaarrr!! " diye kızınca, Aziz, "Hoca yaşar yaşar diyorsun ama sen sıçasan öyle yaşamaya! " diye yanıt verince bütün sınıf kahkahaya boğulur.
İşte bizim yaşamamızda başı kesilen Kurbağa misali. Yaşamak denirse tabii.
***
- Şu merdiven başında pazarlık yapan kadın bir fahişe mi?
- Hayır.
- Peki ya o sokağın başında bacaklarını gösteren.
- Hayır.
- Peki ya şu kadın baksana nasıl da şehvetle bakıyor.
- Hayır o da değil.
- Burada hiç fahişe yok mu baksana şu kadınlara nasıl da giyinmişler.
- Fahişe nedir Bay Burton?
- Tenini parayla satan aşağılıklardır Bay Vencanze.
- Hayır Bay Burton Fahişelik bu değildir..
- Hah neymiş peki fahişelik?
- Fahişelik insanların hayatını bilmeden onları aşağılamak ve yargılamaktır. Sokağın sonunda bir berber var Bay Burton lütfen aynaya bakınız. Orada var olan en büyük fahişeyi göreceksiniz. Charles Bukowski.
…
Kendimizi başkalarına anlatma çabasına girmemize hiç gerek yoktur. Herkes kimliğini cebinde, kişiliğini yüreğinde taşır.