.../Şeytan uzun bir yolculuğa çıkmadan önce dönene kadar yerine karısını vekil bırakmak ister. Karısı, "Acemi olduğunu, insanları tanımadığını" söyleyince, Şeytan karısını alıp birlikte dışarı çıkarlar. Yolda yürürken, sağa sola yalpalayarak giden bir sarhoş gördüklerinde karısı:
- Bu kimdir? diye sorar.
Şeytan:
- Bunlar zararsızdır, içki içip sarhoş olurlar, yataklarında yatsan bile sana ilişmezler..
Biraz öteye gidince sokakta röportaj yapan bir gazeteciye rastlarlar. Karısı:
- Bu kim? diye sorduğunda,
Şeytan:
- Bunlardan da zarar görmezsin, siyasetçiler bunları analarını ağlatıyor zaten..
Yürümeye devam ederlerken bir Camii'nin kapısında sarıklı, cüppe giymiş bir imamı görürler. Karısı:
- Ya bu? diye sorar.
Şeytan:
- Aman ha sakın bununla yalnız kalma! kaşla göz arasında seni halleder, kimsenin de ruhu duymaz..
Şeytanın karısı iyice endişelenmeye başlar. Derken ileride çok kalabalık bir mitinge rast gelirler. Adamın biri mikrofondan kalabalığa hitap ederken bangır bangır bağırıyor. Şeytan korku ve panikle karısının elinden tutarak gerisin geriye koşmaya başlar. Karısı şaşkın bir halde Şeytanın arkasından koşarken de sorar:
- Yahu bu kimdi? Neden kaçıyoruz! diye bağırmaya başlar. Şeytan karısına dönüp:
- Koş hanım, koş! bunlar politikacı, o gördüğün bütün kalabalığı halletmişler, yakalasalar ikimizi de ..kerler!
***
Özel Numaradan iki kez aradılar, birinde konuşmayıp kapattılar, ikincisinde kaba bir ses, "Boyundan büyük işlere girme! O paylaşımı kaldır!" dedi.
İki ihtimal düşündüm:
Beni iyi tanıyan biri “Mugallitlik yaparak kafa buluyor veya Sanal Kumar ve Bahisle ilgili yazım birilerini rahatsız etmiştir muhakkak” diye düşündüm.
Eğer birincisi ise, "Eywallah dostum" her türlü takılmaya varım. Canınız sıkıldıkça arayıp kafanızı dağıtın, stres atın.
Yok eğer ikincisi ise, "Alayınıza tilili!!" diyorum. İşte meydan, işte şeytan.
Cevat Korkmaz’ın deyimiyle; Bizde ele, bizde herbi.. Xırbelek'e kadar yolunuz var!