Aziz Gülmüş yazdı: Komünist Oğlum

Nisan ayının ortalarıydı. Eve yorgun bir şekilde kendimi zor attım. Elimde Marks, Engels, Lenin, Stalin’nin eserlerinden oluşan bir yığın kitapla içeri girdiğimde babam kızgın bir şekilde evin avlusunda beni bekliyordu.

Nisan ayının ortalarıydı. Eve yorgun bir şekilde kendimi zor attım. Elimde Marks, Engels, Lenin, Stalin’nin eserlerinden oluşan bir yığın kitapla içeri girdiğimde babam kızgın bir şekilde evin avlusunda beni bekliyordu. Daha içeri adım atar atmaz başladı fırça atmaya:
- Ulan bênamus senin ne işin var silahlı çatışma ve kavgalara giriyorsun şerefsiz !
Dediğinde kendi kendime “Vallah boş durmayıp yetiştirmişler” dedim. Evet birkaç gün önce bir fraksiyonla kavga etmiş ve onlarla kıran kıra silahlı çatışmaya girmiştik. Bu yüzden bir arkadaşımız yaralanmıştı. Olay büyük olduğundan çevrede çok büyük etki yaratmıştı. Beni tanıyanlar olayı hemen babama yetiştirmişlerdi. Babam bağırıp çağırırken ben duymamazlıktan gelerek odama gittim. O, küfürlerine devam ederken eve korkudan müthiş bir sessizlik hakim olmuştu. Küfür ve azarlamalar devam ediyordu:
- Okula gönderdik okusun adam olsun diye, beyefendi gidip komünist olmuş ! Oğlum hükümete kafa tutulur mu? Yukarıda Allah aşağıda Devlet ! siz devletle baş edebilir misiniz? Hükümetin teyyaresi var, topu, tüfeği, tankı var. Ya sizin gibi kıçı kırıkların neyi var? Siz kim devlet kurmak kim ?
Fırça ve azarlamaların sonunun gelmeyeceğini biliyordum. Kitaplarımı odama bıraktım ve sessizce tekrar dışarı çıktım. Kapıdan çıkarken bütün cesaretimi toplayıp babama :
“Bütün suç sizde” dediğimde babam öfkeden az daha kriz geçiriyordu. Son söylediğime karşılık :
- Ben mi sana dedim git komünist ol diye qebrax!
Nede olsa avlu kapısının dışındaydım. Üzerime gelirse kapıyı çekip kaçacaktım. Bu yüzden rahat konuşmaya başladım.
- Evet, bütün suç sizde! Siz zamanında bu mücadeleyi verseydiniz bu işler bize kalmazdı. Siz korkup yapmadınız ve ihale bizim üzerimizde kaldı. Kusura bakma baba sizin korkaklığınızı biz sürdürmeyeceğiz ve halkımızın mücadelesini vereceğiz sonu ölüm bile olsa…
İyi bir ajitasyon olmuştu. Ama babamın öfkeden ayağa kalktığını gördüğümde ise kapıyı çekip tabana kuvvet patlak tekerle sokakları dönmüştüm bile…
Kahveye gidip dışarıya bir kürsü attım ve oturdum. Arkadaşlarım tek tek geldiler. Yuvarlak bir halka oluşturup her zamanki gibi ülkeyi kurtarma planları, strateji ve taktikler konuşulmaya başlanmıştı.
Konuşmalar büyük bir hararetle devam ederken önümüzde duran polis arabalarını fark edememiştik. Kimliklerimiz alındı. Üst baş aramaları derken polislerden biri kimliğim elinde yanıma yaklaştı :
“Sen, gelsene” dedi. Ona doğru yürüdüğümde gözleri faltaşı gibi açılmış ve sevinçle amirine:
- Bu… bu.. buu evet bu amirim !
Bütün polisler başıma üşüşmüştü. Amirleri polislere:
- Arama bitti çocuklar aradığımızı bulduk. Dediğinde hayret etmiştim. Bu kadar polis ve asker benim için mi gelmişlerdi? Anında polis otosuna bindirdiler. Evimin nerede olduğunu sordular. Dolambaçlı yollardan onları oyalamaya ve evdekilerin de babamın silahını saklamalarına zaman kazandırmaktı bütün amacım. Ne de olsa arkadaşlarım eve haber verirlerdi. Nitekim öyle de olmuştu. Kalabalık bir polis grubu ile eve girdiğimizde ev halkının hazır beklediklerini görünce rahatladım.
Polis amirlerinden biri babamın odasında bulunan kütüphanesindeki dini kitapları incelerken gülümser bir vaziyette babama yaklaştı:
- Amca bak kitaplarından anlaşıldığı kadarıyla sen bir din alimisin. Ama çocukların sana çekmemiş, bak bu oğlun nelerle uğraşıyor!
Babam derin bir soluk aldıktan sonra polise yanıt verdi:
- Walla begım benim çocuklarım hepsi çok eyidir. Fakat aha bu biraz hükümete ve dewlete karşi geli!
Oysa polis otosunda ısrarla yanlış yaptıklarını, herhangi bir suçumun olmadığını, siyasetle uzaktan yakından ilgimin olmadığını söylemiştim. Babamın bu konuşması beni yalanlamış ve amir olan polisin gülümsemesine neden olmuştu. Dönüp babama doğru:
- Amca senin bu oğlun azılı anarşisttir. Hatta bu örgütün İl sorumlusudur. Çok boklar karıştırmış. Diyerek hiç şansımın olmadığını, ömrümün cezaevlerinde geçeceğinin mesajını da vererek başını iki yana sallayıp üzüldüğü görünümünü de vermeye çalışırken, babam :
- Walla ben onun Komünist olduğunu sanıyordum. Bu kadar büyük bir pox olduğuni nerden bileyim ?
Dönüp annemi de suçlar bir şekilde Kürdçe:
- Xanê ! xanê! jı lawête çı tıştek mezın derketiye, mın dıgot qey buye qominist, mın nızanibu ki buye anarşist ji! (Xanê: Annemin adı) (Xanê ! Xanê bak senin oğlundan neler çıkmış, ben onun yalnızca komünist olduğunu sanıyordum, meğer anarşist de olmuş)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri