../Rahmetli babam, "Çocukken babam her şehire gittiğinde bana ayakkabı almasını ağlayarak isterdim. O da her seferinde, "Bu gidişimde alacağım" diye söz verirdi.
"Şehirden döndüğünde onu büyük bir sevinçle koşarak karşılardım. Maalesef her dönüşünde hüsran yaşardım. Beni, "Ayakkabıların çivileri yumuşamaları için suya konulmuş, yumuşarsa bir dahaki gidişimde alıp getiririm" diye kandırırdı. Ben de her defasında yumuşamayan çivilere içimden basardım küfürü..
Velhasıl ne çiviler yumuşadı, ne de ben hayalini kurduğum ayakkabılarıma kavuşabildim.." diye hep anlatırdı.
Çocukluğumda, babam da kendi babasınından devraldığı şekilde bizi oyalıyordu. Ondan alamayacağı birşey istediğimizde Kürdçe şöyle derdi hep: "Qantir bizzê ez ê bînim " (Katır doğurursa alacağım)
Bülen Ersoy hamileymiş.. kimden hamile kaldı? sorusuna yanıt yok.. bana sorarsanız Bülent hanım hamileyse çocuğun babasının Fatih Ürek olma ihtimali yüksektir..
Türkiye'de yaşıyorsan Katirın doguracagina da inan.. doğurmaz diye iddia edersen gözlerinin önünde doğurturlar. Damacanaya tecavüz edilen bir bir yerde Katirın doğurtulmasi zor olmasa gerek.. Çünkü bu coğrafyanın koskoca bir Ensar geleneği var. Yeter ki taştan yumuşak olsun..
Babamın dediği doğruysa yani Katır doğurursa; Bülent hanım Anne, Fatih bey baba olur, bu da iyiye işarettir, Ne mi olur? :
Döviz düşer,
Altın anasının dibini görür,
TL havai fişek gibi gökyüzünü süsler,
Belki CHP iktidar olur,
ABD Başkanı Biden, Ayasofya kapısında dilenir,
Putin, Kadıköy'de potin boyar.
Kürdler Katar'da devlet kurar.
Ben de Kitaplarımla Nobel kazanırım..
Belli mi olur?