Küçükken; Kabadayı denildiğinde dayılarımın içinde en şişman olanı aklıma gelirdi, en çok o dayımı severdim birazda korkudan...
Cami'nin camdan yapıldığını, Camiiye gidersem her tarafın kırılıp döküleceğini,
Tulumba tatlısının tulumba ile yer altından çıkarıldığını sanırdım..
Evde sıva çatlaklarını onarmaya çalışan babam bana, "Git komşudan Mala'yı al gel" dediğinde, İmam olan komşumuz "Molla Tahir amcaya babam seni çağırıyor!" demiştim.
Yan komşumuz tuvalete girdiğinde tuvaletten korkunç gürültü sesleri gelirdi ve ben de Şeyho amcanın motosikletini neden tuvalette gizlediğini hep merak ederdim.
Bizim evde hasta olanlara babam pastaneden baklava alırdı.. Bu yüzden çocukluğum hep hasta numarası yapmakla geçti..
Tek göz odada sekiz nüfus kalırken gece lamba söndükten sonra, annemin ve babamın, "uyuyun bak Gûrê Manco gelecek, yorganı başınıza çekin!" dedikleri gecenin sabahında kalkıp banyoya gitmelerine hiç anlam veremezdim.
Babamın ceketini askıya asıp abdest almaya gitmesini dört gözle beklerdim, çünkü cebinde bozuk para mutlaka bulunurdu.
…
Biri bana, "Sen Diyarbakır'lı değilsin, kimbilir kökeniniz nereden geliyor.." dedi. Sözüm ona beni devşirme bir Kürd olduğumu iddia ederek aşağılamaya çalıştı. Oysa aidiyet kimlik, ideolojik tercih gibi irademiz dahilinde olmadığını bilmeyecek kadar aptal bir paranga ile tutsak olduğunun farkında değildi.
Ben de kendisine, "Babamın dedeleri Hani İlçesinin Nêribê Axa köyünden Çınar'ın bir köyüne geldiğini, Aşiret olarak da kendilerine, MALA AZAMA dediklerini biliyorum. Amcalarım; Diyarbakır'ın Çınar İlçesinin Ağaçsever (Botıka), Yazçiçeği (Herberrê ) köyü ile Diyarbakır merkeze bağlı Sirimi köylerinde yaşamaktadırlar.
Dayılarım, Mardin Mazıdağı Şenyuva (Şewaşi) köyünde yaşarlar..
Bunlar yeterli değilse, İran Kürdü olarak 400-500 yıl öncesine kadar araştırmışlığım var.
Neyse fazla uzatmiyim iyiki Kürdüm ve iyiki Diyarbakırlıyım..