.. /Bizim Fıko tam bir fırlama.. Cebinde 500 sahte Amerikan doları var. Nereye gittiyse kimseye yutturamıyor. Parasızlıktan resmen imanı gevremiş. Sabahın erken bir saatinde Diyarbakır'ın Urfakapı semtinden eski postanenin olduğu Enzele'ye doğru dalgın bir halde yürürken biri yanına yaklaşıp, "Kardaş bende altın kaplama bir saat var acil paraya ihtiyacım var, kuyumcular da henüz açılmamış eğer alırsan bu saati sana ucuza veririm" diyor.
Fıko saate bakıyor, "Tamam alayım ama bende Türk parası yok, dolar var" dediğinde adam, kabul ediyor.
Kısa zamanda fiyatta anlaşıyorlar. Fıko, cebinden 300 doları çıkarıp adama verip saati alır. Bu sırada kalan 200 doları da çıkarıp, "kardaş bu 200 doları da bozarsan iyi olur" diyor. Adam hiç tereddüt etmeden 200 doları alıp Fıko'ya Türk parasını verirken avucunda 100 TL'yi saklayıp, "Kardaş valla 100 lira eksik" diyince Fıko, "Canın sağ olsun kardaş yüz liranın ne önemi var, benden bir çorba içersin" diyerek oradan uzaklaşıyor.
Fıko, büyük bir sevinçle kahveye gidiyor. Çay istemeden önce garsonu çağırıp karşıdaki cigerciden bir buçuk porsiyon ciğer söylemesini istiyor. Bir süre sonra ciğer siparişi geliyor. Cebinden 100 tl çıkarıp çocuğa verirken de, "Ciğer parasını al üstü de senin olsun" diyerek kıyak yapar.
Ciğeri yedikten sonra cigerci çırağı kahveye gelip Fıko'ya, "Abe verdiğın para sexte çıxti" diyerek ciğer parasını ister. O anda Fıko'nun feleği şaşar. Öfkeden kudurur adeta.
Sonra aklına Kürdçe, " Diz, ji diza dizi, erd û ezman lerizî / Hırsız hırsızdan çaldı, yer gök titredi atasözü aklına gelince sadece gülümseyerek eve doğru yavaş adımlarla yürüyüp gider.