../Yük taşırdı; yağmur, çamur demeden eşekliğin doğası gereği çalışır dururdu. Sahibinin “Mercedes”i idi. Taşıdığı odunun neden kesildiğini? değirmene neden gittiğini ? hatta hayvanlar içinde ençok cinsel tacize neden hep kendisinin uğradığını bilmezdi. Bildiği tek şey bu dünyada eşekoğlu eşek olarak yaşamaktı.
O yıllarda Halk Partisi İktidarda, Demokrat Partisi ise muhalefetteydi. Ülke, yine siyasi kaoslarından birini yaşıyordu. Halk Partililer ile Demokrat Partililer birbirlerine düşman kesilmiş, özellikle bizim bölgelerde bu düşmanlık kanlı çatışmalara bile neden olmuştu. Halk Partisinin iktidarından yararlanan büyük aşiret sahiplerinin çoğu aşiretleriyle birlikte bu partinin “Askeri gücünü” temsil ediyorlardı. Bu bölgede iki parti arasındaki çekişme öyle bir safhaya gelmiş ki, Halk Partililer kendi partilerinden olmayanın anasını ağlatıyorlardı. “Özel Silahlı Birlikler” oluşturarak resmen kendi deyimleri ile “Demokrat” avına çıkıyor ve Ankara’daki büyüklerine bağlılıklarını gösteriyorlardı.
Yine bir gün eşeği ile değirmenden dönerken Halk Partili avcı birliklerine yakalanan köylü hemen sorguya çekilir:
--Halk misan, Demokrat misan babo? diye sorarlar.
Köylü canını kurtarmak için köylü kurnazlığını işleterek:
--Babo valla ben “Halkım” ama eşeğim “Demokrattır” der.
Köylünün bu ifadesinden sonra Özel silahlıı birlikler eşeği yoğun bir ateşle kurşuna dizerler.
Yargısız infazla kanlar içinde yerde yatan “Demokrat eşek” “Demokrasi ” uğrunda ölme gibi siyasi bir ünvanı canı pahasına almıştı.
***
Misafir Demokrasi
Mıho, dernekte, TV’de, kahvede, dinlediklerinden duyduklarından öğrenir ki, Demokrasi ilk önce eve gelmelidir. Bunun üzerine eve gelir gelmez, eşine seslenerek:
-Oxlıımm ewe demokrasi gelecax herkesin xeberi olsın haaa!
Bunu duyan eşi de mutfaktan cevap verir:
-Mıho boynın dewrile! Eve misafır dawet edisen, hema evde hêç bi şey qalmamış. Bari birez meywe, çerez-merez alaydıx, Ayıp olmasın Demokrasiye.