.. /Rahmetli babam, o gün caddenin çok tenha olduğunu fark edince İsmet'in Elektrikçi dükkanına gitmiş. Kapıdaki kürsüye oturunca İsmet de yanına gelip oturmuş. Babam, merakını gidermek için İsmet'e:
- Lawo İsmet, ev mıllet kuda çûye? kesek li bajêr nemaye. (Oğlum İsmet bu millet nereye gitmiş? Şehir adeta boşalmış) diye sormuş.
İsmet :
- Xalê Dawo ma qey tu nizanî? ev roj Newroz e, Millet tevda çûne Mitingê (Dayı sen bilmiyor musun? Bugün Newroz millet mitinge gitti) demiş.
Babamın, mevzu siyaset ve Kürd meselesi, hele de Hamit abim olunca öfklendiğini bilen İsmet, babama:
- Senin oğlun Hamit de mitinge gitti, hatta elinde Kürd bayrağı sallarken diğer eliyle zafer işareti yaparak arabayla önümden geçti, dediğinde babam acayip öfkelenmiş. Zaten abime öteden beri öfkeli olan babam başlamış küfür etmeye.
- Çoluğuna çocuğuna ben bakıyorum, çalışmaz tolaz tolaz gezer, bir mitingi eksikti! diye söylenirken, bizim İsmet, babamı kışkırtmaya devam etmiş.
- Dayı, haydi mitinge gitmesi neyse de arabada Kürd bayrağını sallayıp bir de zafer işareti yapması neyin nesi? diye iyice provake ettiğinde, babam:
- Bıla ew tıli yên xwe bikira quzê diya xwe! (O parmaklarını anasının .....'na soksun) diye küfür etmiş.
Oysa zavallı abim, mitinge falan gitmemişti. Tamamen İsmet'in sırf babam abime küfür etsin diye uydurduğu bir yalandı.
O günden sonra her Newroz sabah erken uyanan babam, abimin eşi olan yengeme :
- Qîza min, Hemit rake bila herre Newrozê, ma ne heyfa wî? Belkî bibe Millet wekîlî ew ê me hemûyan xellas bike! (Kızım kocanı uyandırsana Newroza gitsin, yazık değil mi ona? Bakarsın ileride Miletvekili olur hepimizin hayatını kurtarır) diye dalgasını geçmiş.