Aziz Gülmüş yazdı: Bir İsim Hikayesi

Aziz Gülmüş yazdı: Bir İsim Hikayesi

Çocuğa konulan her ismin bir hikayesi vardır… Umuttur, ulaşılmak istenendir, özlemdir, rüyalardır. Rüya... evet benim ismimin hikayesi bir rüya ile başlamış. Annem bana hamile iken, yani dünyaya gelmeme sayılı günler varken bir rüya görmüş. Bu rüyayı sayısız defa dinledim.

"Evde yalnız başıma otururken uzun boylu, nurani yüzlü bir adam evimize geldi ve bana "Kızım kocan evde mi?" diye sordu. "Yok" dedim. Ayağa kalktım "Amca buyur otur, Kocamı neden soruyorsun, hayırdır?" dedim. "Yok, kızım ben senin karnındaki çocuk için geldim, karnındaki çocuk erkektir. Doğunca adını Aziz koyun ve ben Aziz'in kirvesi olacağım" dedi. Tam gidecekti ki dönüp elini karnıma dokundurup, ‘Allahaısmarladık Azizim’ dedi ve çıkıp gitti."

Ben doğduğumda karnımın sol tarafında ben şeklinde koyu bir leke vardı. Bu leke annemin rüyasındaki şeyhin el iziymiş. Annemin rüyası nedeniyle ortaokul son sınıfa kadar sünnet ettirilmedim. Sanırım bu mübarek Şeyh’i beklediler. Sonunda beklenen şeyh gelmeyince mecburen bir komşumuz kirvem oldu ve sünnet oldum.

Karnımdaki Şeyhin "el izi"de ileriki yaşlarda kayboldu.

Bu durumu da annem ve babam komünist olmama bağladılar.

Ama ben ismimden gayet memnundum. Lisedeyken öğretmenlerimden biri bana hep takılırdı. “Adı Aziz, Babasının adı Abdulaziz, Annesinin Adı Azize, Memleket Eleziz" dediğinde sınıftaki arkadaşlarım kahkahayı patlatırlardı.

Hele bazılarının beni su ile özdeşleştirerek: "Su gibi Aziz ol!" demesi kendimi önemsememe ve "Ben olmazsam hayat da olmaz " megolomanlığa kadar götürüyor...

Yani isimdir, ne olacak? diye geçmeyelim. İleride lazım olur, hatta politikada bile yükselmemizi beraberinde getirecek alamet-i farika gibi bir şey.

Son zamanlarda konjonktüre uygun isimler gayet moda, anne ve babalar çocuklarının ismi üzerinden bir yerlere ulaşmaya çalışıyorlar. Adam kıblenin hangi tarafta olduğunu bilmez, ama gel gör ki çocuklarına; Melisa Nur, Damla Nur, Şule Nur, Ceyda Nur, Fatma Nur isimlerini koyar.

Bunun "Solcu" kesimde misillemesi ise; Ali Can, Berke Can, Ümit Can vs...

Nur ve Can savaşları alabildiğine çatışmalı geçiyor. Aşırılar da boş durmayıp Kağan Han, Emre Han, Bilge Han, Cengiz Han şeklinde isimler koyarak bu arenada "Biz de varız, daha ölmedik!" diyorlar.

Varoş garibanları da Ceydagül, Ayşegül, Nurgül, Halimegül, Fatmagül gibi isimlerle idare ederken, Fatmagül ismi sosyete feminizmine kurban ediliyor, artık hiç kimse Fatmagül’ün akıbetine uğramaması için çocuğuna bu ismi takmıyor.

Peki, Fatmagül'ün suçu ne?

Yıllar önce Halime’yi samanlıkta basıp üstelik şalvarını gül dalına asan anlayış, kışkırtılmış bir erkekliği palazlarken, Halime sessiz sedasız yalnızca şarkı ve türkülere malzeme olmuştu.

Üstelik bu türkü söylenince hüzünlenmesi gereken insanlar kalkıp göbek bile atıyorlardı. Pes doğrusu...

Amcamın oğlu Hüsso, fanatik bir futbol ve futbolcu hayranı... Brezilyalı Ronaldo'ya bayılıyor. Çocuğu olunca Nüfus İdaresine koşarak çocuğunun adını Ronaldo olmasını istiyor. Bu isteği idarece kabul edilmeyince Nüfus memurları Ronaldo’ya yakın olması için çocuğun adını Rıfat olarak kaydediyorlar. Ama o vazgeçmiyor Ronaldo adından... Çoban köpeği yılların Şêro'su köpeğinin adını değiştirerek Ronaldo yapıyor. Eh kimin gücü kime yeterse hesabı…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri