Seçimden önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, asgari ücret için “Aşağı yukarı 500 dolar bazında bir oran olacak” demişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, net asgari ücretin Temmuz ayından itibaren yüzde 34 zamla 11 bin 402 TL olacağını açıkladı.
Aylar sonra, 22 Haziran’da faizin yükseltilmesi ile Dolar ortalama 23 liraya yükseldi ve net asgari ücret 495 dolar seviyesine geriledi.
Önemli bir kayıp değil ancak yüzde 34’lük zammın ardından asgari ücret açlık sınırının üstüne çıksa da bekar bir işçinin yaşam maliyetini yakalayamadı, yoksulluk sınırından ise çok uzak maalesef.
TL’deki değer kaybının sürmesi ve olası zamlarla beraber durumunda yılsonuna doğru asgari ücretin alım gücünün de, döviz karşılığının da düşme ihtimali var hala.
Önemli bir noktaya dikkat çekmek istiyorum.
Türkiye’de asgari ücrete resmi enflasyon oranında zam yapılırken, yoksulların harcama sepetlerinin ortalama harcama sepetinden fazla olması göz önüne alınmıyor.
Dar gelirlilerin harcamalarında özellikle ev sahibi olmayanların kira gideri, gıda, elektrik, doğalgaz faturaların oranı, toplumun geri kalanına (aldığı maaş esas alındığında) kıyasla daha fazla.
Bu yüzden gıda enflasyonu ve kira artışının resmi enflasyonun üzerinde olduğu dönemlerde asgari ücret artışını enflasyon oranında tutmak, yoksulların geçimini gün geçtikçe zorlaştırıyor.
Bir de Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK)açıkladığı tüketici enflasyonunun güvenilirliğinin tartışmalı olduğu ve hissedilen enflasyonun bu orandan daha fazla olduğunu söyleniyor.
Asgari ücretin artması değil; asgari ücret ile alım gücünün ne kadar arttığı önemli. Zira son iki yıldır yapılan ara zamlarla yapılan asgari ücret artışlarının alım gücünü artırmadığını görüyor, yaşıyor ve hissediyoruz.
Birçok kişi iki yıl öncesindeki değerlere oranla alım gücünün düştüğünü söylüyor.
Yapılan zamlar, boğulurken kısa süreli su üstüne çıkmalara benziyor. Bir batıp bir çıkıyoruz.
Kritik soru şu; peki, bu insanlar mevcut şartlarda nasıl yaşıyor?
Şiire gazele vurmaya gerek yok, gerçek şu; yaşamıyor, yaşamış gibi yapıyor insanlar.