Bir anne, tanıyorum 16 çocuk doğurdu. Ama kendisi çocuklarından uzakta kalma hasreti ile öldü. Hep şunu söylerdi: “Ben öldüğümde vasiyetim size bir gün çocuklarım mezarıma geldiklerinde ayaklarını sert bir şekilde mezarıma vursunlar anne biz geldik desinler.”
Anne asker doğurur, gider savaşta ölür. Anne devrimci doğurur gider dağda yaban elde ölür.
Anne işçi doğurur gider gurbette kalır da gelemez.
Anne işte, inançları gereği olarak çok çocuk doğurmak sevaptır diye yüce Allah lütuf etmiş diye karşı koyma hakkı da göremez.
Kocası mal mülk çok, kim sahip çıkar diye hiç düşünmez anneye sormaz ama doğursun bekler. Anne ise çocuk doğurup üstüne hıncahınç çalışmaktan 6 ay çocuğuna anne sütünü doğru dürüst veremez olur. Diğer çocuklarım da aç kalmasın diye gider tarlada mevsimlik işçi olarak çalışır. Yine hasret doğar annenin yüreğine çünkü yine çocuğunu koklayamaz göremez bakamaz olur.
Anne çocuğu için her yerde var olur ama çocuğu yine yanında yoktur.
Vatan toprağı savunmasız kalmasın diye annelere çocuk doğurtan
“Bir ölürüz bin geliriz” düşüncesi çocuk doğursun çocuk kazanır aile parasını alır, çocuk babanın arkası olur anne yine ve hep çocuk doğursun düzeni.
Annenin çocuğu yüzlerce metre yer altında maden ocağında göçük çöker altında kalır yine anne yüreği ağlar ve sızlar
Bazen bir ülke ya da başka bir şehrin sınırında göç yollarında, savaşta, dağlarda kurşun yarasıyla, hapishanelerde hatta boynuna ilmik geçirilmiş idam sehpalarında.
Çocuk yine her yerdedir her yerde ölür de ana yine kendi yanında göremez evladını.
Çok çocuk düşünülenin aksine anne doğasına da tabiatımıza da yüktür. Annenin hem yaşamını zor edecek kadar derttir hem de anneyi çocuğundan uzak düşüren hasrettir.
Çocuk sayısı hem annenin gücüne hem tabiatın dengesine göre olsa ne anne yıpranır ne de doğa zorlanır. Doğa dengesinde yine anneyi temel alır. Doğanın dengesinde anne güçlü olmalı, güçlü kadın da çocuk sayısında söz sahibi olmalı Anne çocuk doğurmak istiyorsa doğurmalı.
Aksi odur ki anne biricik gördüğü çocuğu ya savaşta, kıtlıkta ya da felaketlerde ölür.
Lütfen çocuklar bakın anneler çocuğunu yanında arzular yakınında görmek ister. Kanun kaçağı, yine kanun dışı ya da yasal yollarla göç yolunda, trafik kazasında, şu veya bu sebepler ne olsa da şu mahşeri insan kalabalığında giden nice çocuklarımız… Anneler çocuklarının hasretine düşmesin ağlamasın anneler yalnız ölmesin yeter. Ne anneler gördüm nice çocuklar doğurdu yanında çocuğu yok. Bu hasrete, bu özleminin acıya evrilmesine büyük şahidim.
Doğal dünyada düzenini içinde çocuklar çiçektir, güldür ve anne onlara bakar koklar durur.
Lütfen anneler çocuğa hasret ölmesin.