Daha söylenmemiş kelimelerimizi güzellik uykularından uyandırıp dünyaya sanat olarak servis etmedik, servis ettiklerimiz edeceklerimizin denizdeki bir dam oluşundan ürkmedik ve yola devam dediğimiz güzergahların tümüne yüreğimizin esintileri tohum olarak ektik ve servis edeceklerimizi yılmadan servis edeceğiz ki insanların cennetin nerede olduğunu ve hayallerden gerçeklere dönmesini sağlayacağız. Yaşamı renklendiren hayaller gereğinden fazla zaman alıp yaşamın gidişatına yön vermeye başladığında ise yaşamı vasatlaştıran hayalperestliği mahkum ederek bilince yaşamın realitesini enjekte edeceğiz. Sahte cennetlere kanıp nice acılara sebep olan nice vahşetler yaşandı, zamana ve zemine ters gelen bütün ahları ve bedduaları alarak dayatıcı, yaptırımcı ilkel ve ehilleşmemiş davranışların acı sonuçları yaşandı. Nice saldırılar ve nice dünya savaşları tarihin belleğindeki kara sayfalarda utanç abidesi olarak yerlerini koruyor. Kimi hala izleriyle acılara sebep ahlarda yaşıyor, kimi üniversite derslerinde vahşet görüntülerini havada asılı fotoğraflara can vererek derslerin en etkilisine ana kaynak oluşturuyor. Ama bu sefer acılar yaşanmadan ve acı tabloların bayrak olarak dalgalanmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu sefer böyle olmayacak dediğimizde bir iradeyi şahlandırmanın direncini konuşturmuş olacağız ve bu sefer bir başka yaklaşmak gerekiyor dendiğinde, yaşanmışlıkların tümünden dersler çıkaran bilim öğrencilerin bilgiyi yutanlar sınıfının en becerikli duygularını da devreye koyacağız ki yalan söylem kendini saklayacak yer bulmaya çalıştığı her yerde kendini ele versin. Bundan sonraki süreç hazırlıkların sahipleri hazırlıklarına sahip çıktıkça ehil olmayan davranış yaşam bulamadığından yeryüzünde değil de başka evrenlerin başka yıldızlarında yer bulur mu orası da meçhul.
İnsanlar birbirlerini hissettiği duyduğu ve birbirlerine temas ettiği bir gerçekliktir. Dokunuyor, yemek yeğiyor ve konuşup yürüyebiliyor. Bu hissedişi bu fiziki var oluşu kaybedip hayallerin peşinden koşmayı ancak cadıların ve cadılara öykünmüş değişik tiplerin olduğunu mutlaka herkese belleteceğiz. Bu cadılar sürecini yaşamak isteyenlerin yaşama sevgisine bir şeyler söylendiğinde bize ve yaşama zarar vermeye kalkışmayın ki bakışlarımız ve direncimiz size yönelmesin. Cadıların hüküm sürdüğü dönemleri geride bırakalı bir hayli asır oldu ve bir daha geri gelmemek üzere birbirlerini katledişlerinin üzerinde nice modern bilinç farklı örtü örterek bir daha yeşermesin istendi. Bu bilinç ve çabayı boşa çıkaracak nice çabalar var doğru ama yalan asla ve asla doğrunun yeriniz tutmadığını daha kaç sefer söylemek gerekirse yine de söyleyeceğiz ve söylemde ısrar edeceğiz ki bizim emeğimizle elde edeceğimiz ferahlığının tümünü elde edebilelim. Yalancıların ve cadı sevicilerin işini bitirmediğimizde onlar bizim işimizi bitireceklerdir. İnsanoğlu doğru davranışlar ile yanlış davranışlara karşı yaklaşımları ve dirençleri farklı olmuş ve direnişleri her zaman yanlış davranışa karşı başkaldırı ve iyiyi geliştirmek içinde emek sarf etmek olmuştur. Dünya kolay yutulur bir lokma değildir ve insanlık dirençten uzak, her denileni doğru kabul ederek gelmedi ve asla teslimiyeti beyinlerin ön lobunda hiçbir zaman tutmadı. Bu kandırma bin yıl devam ettiyse bile ortaya çıkan bilgilerin ışığında kendilerini değiştirmeyeceği anlamına gelmiyor. Nasıl ki cadıların dönemine son verildiyse şarlatanların da dönemine son verilip bilimin ortaya çıkardığı gerçekleri mutlaka kabul edecektir insanlık.
Bu güne değin çok zorlu yollar aşıldı, nicesinde ne acılar yaşanarak geride kaldı. Nicesinden canımızdan can parçaları bırakarak, her şeye rağmen ilerleme elde edilerek yol alındı. Elde teknoloji olmadan ve bilim bu kadar ilerlememişken, sade el kullanımından taşların kullanımına kaç bin yıl geçti ve demirin insan yaşantısına geçişi bir hayli zaman denk gelen bin yıllar sonrasını işaret ediyor. Ama şimdi yaşamı anlamak ve gelişmeler kaydedip yaşama intikal ettirmek daha kolaydır. Teknoloji insan yaşantısına ciddi etkileri olan bir alan olmasının yanı sıra yaşantıyı kolaylaştırıcı etkisi yadsınamaz bir gerçekliktir ama teknolojinin insan yaşantısı mekanikleştirici etkisi ve tehlikesi erkenden fark edilip teknolojiyi insan denetiminde tutacak sosyal ve toplumsal bilinç geliştirmediğimiz zaman ciddi tehlikeler ve toplumu bekleyen hendikaplar mevcuttur. Teknoloji sayesinde yaşama rengini verecek yaşayışın sürekliliğini sağlamak eskisi gibi tehlikeleri barındırmıyor ancak insanoğlundan kaynaklı aksaklıklar sonucu geriye gidişlerin tehlikesini de kabul etmek gerekir. Eldeki kaynakları korumak için teknoloji sayesinde daha az enerji gerektiriyor. Hele beslenme kaynaklarına ulaşmadaki kolaylık ve korunma için ekstradan enerji sarf edilmeden korunuyor oluşunun ne anlama geldiğini şimdiki zaman ile geçmiş zamanı karşılaştırdığımızda daha da anlam kazanıyor. Teknoloji sayesinde toplu bilgiye ulaşım kolaylığı ve bu kolaylığın sağladığı direk hedefe dönük çalışmalardaki sorun veya talep odaklı yönlendirmelerden alına sonuçların verimliliği ise bir başka avantaj ama her şeye rağmen insanların teknolojinin esiri olmaması için şimdiden tedbir almak gerekir.