Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ergül Kodaş öncülüğünde yapılan yüzey araştırmasında Artuklu ilçesine bağlı kırsal Akıncı Mahallesi'nde tespit edilen höyükte, geçen yıl Mardin Müze Müdürlüğü başkanlığınca kurtarma kazısı başlatıldı.
Doç. Dr. Kodaş'ın bilimsel danışmanlığında, Antropoloji Bölümünde araştırma görevlileri Dr. Çağdaş Erdem, Dr. Eşref Erbil ve Bahattin İpek, Arkeolog Mehmet Şan, Onur Dinç, Mehmet Hatip Aksin ve Rüstem Cin'in yürüttüğü kazılarda, Epipaleolitik Dönem'den (Orta Taş Devri), Cilalı Taş Devri olarak da bilinen Neolitik Çağ'a geçişin izlerini taşıyan bulgular tespit edildi.
Ulaşılan çok sayıda yontma taş alet, öğütme taşları, boncuklar, insan ve hayvanlara ait kemik kalıntılarının Mardin Müzesi bünyesindeki restorasyon konservasyon ve analiz laboratuvarında uzmanlar tarafından temizlenerek analizleri yapılıyor.
Kireçtaşı ana kaya üzerinde birbirinden farklı boyutlara sahip 20'ye yakın yerleşimin bulunduğu alanın ayrıca Roma Dönemi'nde de taş ocağı olarak kullanıldığı belirlendi.
"Neolitik Dönem'e geçiş hakkında yeni bilgiler elde etmemizi sağlayacak"
Kodaş, muhabirine, höyüğün geçen yıl Mardin'in Artuklu, Yeşilli, Kızıltepe ve Nusaybin ilçelerinde yaptıkları yüzey araştırmalarında tespit edildiğini söyledi.
Höyüğün kaçak kazılar ve erozyonun tahribatına uğradığını kaydeden Kodaş, bu nedenle hızlı bir şekilde Mardin Müze Müdürlüğü başkanlığında Valiliğin desteğiyle ilk kurtarma kazıları başladığını söyledi.
Höyüğün merkeze yaklaşık 30 kilometre, Dara Antik Kenti'nin ise yaklaşık 5 kilometre batısında yer aldığını ifade eden Kodaş, şöyle konuştu:
"Burada değişik dönemlerde tarihlenen 20'nin üzerinde yerleşim yeri var. Ama özellikle de Epipaleolitik Dönem ve Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ'a tarihlenen yerleşim yerleri daha yoğun. Bu yıl özellikle kaçak kazıların yapılmış olduğu höyüğün tam merkezinde bulunan alanda ve onun yanında bulunan yaklaşık 20 metre kuzeyindeki alanda çalışma yaptık. Bu ikisinde kaçak kazılar daha yoğundu. Bu da bize merkezde hem kronolojik anlamda hem de yerleşimin düzeni açısından yeni bilgiler elde etmemizi sağladı."
Bölgede özellikle Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem'e ait çok sayıda yerleşim yerinin bulunduğunu ve bu çalışmaların yürütüldüğünü aktaran Kodaş, Şika Rika yerleşiminin ise hem Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem'in başlarına hem de hemen öncesine tarihlenen Geç Epipoleolitik Dönem'e (Ara Taş Çağı) tarihlendiğini anlattı.
Bölgedeki Neolitik Çağ yerleşim yerlerinin önemli bir çeşitliliğe sahip olduğunu aktaran Kodaş, şöyle devam etti:
"Burası bölgede bulunan diğer yerleşimlere oranla çok küçük. Yapılar da daha küçük boyutlu. Burada Epipaleolitik Dönem'in daha geniş alanda tespit edilmiş olması tüm diğer çağdaş yerleşim yerlerinden farklı bir özellik sergiliyor. Mimarisi çok farklı. Yuvarlak yapılı binalar baskın. Yerleşimin mimarisi küçük boyutlu, 4-5 metre çapında yapılarla temsil ediliyor. Yarı gömülü dediğimiz, yüzeyin altına çok az gömülü şeklinde inşa edilmiş. Yapıların merkezinde birbirine yapışık bir şekilde inşa edilmiş 3 yapı bulunuyor. Merkezde büyük boyutlu yani kamu binası dediğimiz bir yapı, etrafında da küçük boyutlu evler var."
Kodaş, kazıda çok sayıda yontma taş alet, öğütme taşları, havan elleri, boncuklar, bazı kemik parçaları, az sayıda olmakla birlikte insan kalıntıları ve çok sayıda küçük boyutlu kemirgen, tilki, köpek, domuz veya kuşlara ait hayvan kemiklerinin bulunduğunu bildirdi.
Bölgede çok sayıda Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem yerleşimi olduğunu bildiklerini dile getiren Kodaş, "Fakat bunların öncesinde, Neolitik Dönem'in kökenini oluşturabilecek Geç Epipaleolitik Dönem'e ait çok az veriye sahibiz. Bu nedenle Şika Rika 5 numaralı yerleşim ayrı bir öneme sahip. Neolitik Dönem'e geçiş hakkında yeni bilgiler elde etmemizi sağlayacak ve bölgenin neolitikleşme sürecine ışık tutacağına inanıyoruz." ifadelerini kullandı.