Ahmet Baran/YENİGÜN HABER – Kültürü, sanatı, edebiyatı, siyasi kimliği ile Diyarbakır, Türkiye’nin en önemli illerinden biri.
Kent sürekli siyasal gelişmelerle ön planda. Ancak kentin basına yansımayan bir de yoksulmu yoksul bir yüzü var.
Türkiye’deki derin yoksulluğa örnek yaşamlara kentin en kalabalık caddelerinden rastlamak mümkün.
Günde binlerce insanın geçtiği merkez Yenişehir ilçesinde bulunan İstasyon Caddesi’nde kaldırımda el işi sergisiyle bir kadın ilişti. İlişmekle kalmayıp içime işledi adeta.
Saçlarını geçtim kaşları bile beyazlara teslim olmuş bir kadın.
Hava güneşli ama insanın iliklerine etki eden bir ayazda hem de.
Elini eteğini dünyadan çekip evinin sıcak bir köşesine ilişmek yerine kaldırımda ördüğü bebek patiklerini satmaya çalışıyor.
Neden?
Adını söylüyor. Çocuklarından bahsederken Kürtçe bêbext/bahtsızlar diyor onlara.
Hepsi de bekar, aynı evde yaşıyorlar. Eşi kendisinden en az 10 yaş küçük. Altmış küsur yaşta ve kalp hastasıymış, çalışamıyor.
Bebek patiği, örüp satıyor
Tanesini 70 Liraya sattığı bebek patiklerini örüyor bir taraftan.
Konuşurken genç bir kız geliyor, “Teyze çifti ne kadar?” diye soruyor.
“70 lira kızım” diyor. Genç kız tereddütsüz iki çift alıp 150 lirayı teyzeye veriyor. Üstünü de almıyor. “Ellerinden öperim Allah yardımcın olsun teyze” deyip uzaklaşıyor.
Küçük bir alışverişle akamete uğrayan sohbetimize kaldığımız yerden devam ediyor.
Kürtçe, “Çocuklarımın hiç biri yokluktan evlenemedi. Bekarlar işsizler, bir kısmı gurbette çalışıyor. Evde olanların gözü benim elimde. Evde oturup ne yapayım. Getiren yok, veren yok. Ne sattıysam, bereket deyip eve götürüyorum. Ben de rahat etmek isterdim ama bu da benim şansım. İnşallah ele ayağa düşmeden ömrümüzü tamamlarız” diyor.
Yanından gitmeye elim varmıyor. Evini soruyorum. Bağlar tarafını işaret edip “Karşıda” diyor.
Ben de görevimi tamamlayıp, ellerini öptükten sonra bir yanımı da orada bırakarak ayrılıyorum yanından.