Dicle Vadisi’ni mesken tuttu

Diyarbakır’da Dicle Nehri kıyısındaki yarlar, sivrisinek ve böceklerle beslenen kum kırlangıçlarının yuvalarıyla doldu.

Özellikle yedikleri sivrisineklerle sıtma gibi hastalıkların da önüne geçmede yardımcı olan kum kırlangıçlarıyla ilgili olarak Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, “Kırlangıçların yediği türlerden biri de sivrisineklerdir. Bunları tüketerek, sivrisineklerden kaynaklanan çeşitli hastalıkların, mesela sıtma gibi hastalıkların yayılmasını bir bakıma engellemiş oluyorlar. Dolayısıyla kıymetli bir türümüzdür. O yüzden insana düşen tabiata fazla müdahale etmemektir” dedi.

Dicle Nehri kıyısındaki yarlar, üremek için Afrika’dan gelen kum kırlangıçlarının yuvalarıyla doldu. Yarlarda açtıkları tünellerdeki yuvalarında kum kırlangıçları, bölgedeki sulak alanlarda bulunan böcek ve sivrisinek türleriyle besleniyor. Kum kırlangıçlarının böcekleri kontrol altında tutup birçok hastalığın önüne geçtiğini belirten Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, “Kırlangıçların yediği türlerden biri de sivrisinektir. Sivrisineklerin pek çok türü var. Bunların tüketilmesi demek, bunlardan kaynaklanan çeşitli hastalıkların yayılmasını, mesela sıtmayı engellemek demektir” dedi.

‘BESLENME TARZI OLARAK EKOLOJİK DENGEYİ SAĞLIYORLAR’

Kum kırlangıçlarının beslenme tarzıyla ekolojik dengeyi sağladıklarını belirten Prof. Dr. Kılıç, “Kırlangıçlar birey olarak beslenme tarzı olarak bulunduğu yerde ekolojik dengenin korunmasında değerlenir. İnsanların bunu bilip doğayı fazla değiştirmemesi lazımdır. Kirlilik olayı, havada, toprakta ve sudaki kirlilik bu türleri olumsuz etkiliyor. Diyarbakır bu konuda şanslıdır. Büyük bir sanayinin olmaması, bu türlerin yaşamasına olanak sağlıyor. Çünkü bu alanda 200’den fazla kuş türü var ve bunlardan 5’i de kırlangıçlardır. Bunlar halk arasında genelde kutsal kabul edilir, yerel adları vardır. Güneye gitmeleri dolayısıyla hacla da ilişkilendirilir ve bulundukları yerde aşırı miktarda üreyen su böcekleri vardır. Bunlar nehir, göl, deniz kenarında olabiliyorlar. Oralarda böcekler aşırı miktarda ürer ve bunları tüketerek orada aşırı miktarda böcek engellendiği zaman, diğer türlerin yiyebileceği besinlere olumsuz etkileri olmaz. Hastalıkların da yayılmasını da bir bakıma engellemiş oluyorlar. Kırlangıçların yediği türlerden biri de sivrisinektir. Sivrisineklerin pek çok türü var. Bunların tüketilmesi demek, bunlardan kaynaklanan çeşitli hastalıkların yayılmasını, mesela sıtmayı engellemek demektir. Tabii tek başına kum kırlangıcı değil, diğer türlerin de katkısı var. O yüzden insana düşen tabiata fazla müdahale etmemektir. Bu tabii tarımsal ilaç olabilir, diğer unsurlar olabilir. Onların ölçü içerisinde kullanılması önerilir” diye konuştu.

‘KUM KIRLANGIÇLARI ÖNEMLİ BİR PARAZİT TAŞIYICIDIR’

Kum kırlangıçlarının aynı zamanda bir parazit taşıyıcısı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kılıç, “Parazitler genel olarak zararlı kabul edilir ancak tabiatın dengesi için de parazite, hastalıklara da ihtiyaç var. Bununla ekosistem de denge halinde. Eğer bizler tabiata fazla müdahale etmeyecek olursak var olan hastalık, parazit veya diğer bakteriyel faaliyetler, tabiat bunları bir bütün olarak değerlendiriyor ve orada bir denge oluşuyor. Bu yönüyle de oldukça iyi. Mesela Diyarbakır’da bulunan parazitleri Afrika’ya, Afrika’da bulunan parazitleri de Diyarbakır’a taşıyabiliyorlar. İnsanlar tabii ki bundan olumsuz biçimde etkilenebilir ama insanlar genel olarak bu canlıların doğal yaşam ortamına müdahale ediyorlar. Halbuki bunlarla birlikte uyumlu bir yaşam tarzımız olsa hem bu hayvanlar yaşayacak hem de insana uygun doğal yapı da devam etmiş olacak” dedi. (DHA)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri