Gaziantepli Cahit Çalı, henüz 10 yaşında amcasının yanında kalaycı çırağı olarak işe başladı. Uzun yıllar çırak olarak çalışan Çalı, sonrasında kendi işini yapmaya başladı. 65 yıldır mesleği sürdürerek eskiyen bakır eşyaları kalaylayıp, yenileyen 3 çocuk babası Çalı, kentte 40 dereceyi bulan sıcaklarda ateş başında 120 dereceyi bulan sıcaklıkta çalışarak geçimini sağlıyor.
'MESLEĞİMİZ YOK OLUYOR'
Cahit Çalı, "Kalaycılık mesleğini amcamdan 10 yaşında öğrendim. 75 yaşındayım ve 10 yaşında mesleğe başladım. 65 yıldır kalaycılık yapıyorum. Yaş 75 artık bizim fazla bir zamanımız da kalmadı. Bu mesleğe ilk köylerde çalışarak başladım. 65 yılın yarısını köylerde yarısını da şehir merkezinde kalaycılık yaparak geçirdim. Günde 12 saat bu sıcaklıkta kalay yapıyorum. Benim çocukluk döneminde şehirde 200-300 kalaycı vardı. Şimdi 3 kişi kaldık. Mesleğimizde yeni insanlar yetiştiremiyoruz. Kimse yüksek sıcak altında, kalay kokusu altında çalışmak istemiyor. Mesleğimiz yok oluyor. İşimiz zahmetli. 120 derece ateşin başında, günde 12 saat çalışıyoruz. Hava 40-45 derece, insanlar 'sıcak' diyor. 120 derecelik ocağın başından kalkıp, dışarıya çıkınca yaylaya çıkmış kadar serinliyorum. Bakır önce kezzapla yıkanır. Sonra ocağın başında tuz ruhu sürülür. Sonra bakıra nişadır atılır ve kalay sürülür ve ürün ocaktan indirilir. İşlemden sonra kalayladığımız tencere, tava, çaydanlık, tabak ve tüm ürünler ömürlük olur" dedi.
'BAKIR KULLANMAK, EMEK İSTER'
Yeni kalaycıların yetişmemesine rağmen bakıra olan ilginin her geçen gün arttığını ifade eden Çalı, "Bakıra ilgi, eskisinden çok daha fazla arttı. Çok fazla ilgi var. Hem ülke içinden hem ülke dışından, birçok yerden sipariş veren müşterilerimiz oluyor. İnsanlar artık bakırın ne kadar sağlıklı olduğunu anladılar. Bakır kullanmak, emek ister. Bakır içinde pişen yemeğin atıklarını üzerine yapıştırır ve yemeği daha sağlıklı sunar. Bakır kalaylandığında ömür boyu kullanabilir" diye konuştu.