Fatih Portakal, haber sunduğu sırada Kılıçdaroğlu’na hitaben şunları söyledi:
“Eğer sizde gerçekten o naiflik varsa kalemini satanlar kimler isim verirsiniz. Ben paramı alın terimle kazandım. Algı yaratıyorsunuz. Kimi kastediyorsanız cesaretiniz varsa söyleyeceksiniz. Ama o cesaret yok sizde. Eleştirmek en doğal hakkımız. Lütfen cesaretli bir liderseniz, kimmiş bu kalemini satanlar açıklarsınız. Açıklayamazsanız yazıklar olsun size. İsim vereceksiniz. Bizim sizi eleştirme hakkımız var çünkü kaybettiniz.”
KILIÇDAROĞLU NE DEMİŞTİ?
Kılıçdaroğlu bugünkü grup toplantısında, seçim başarısızlığıyla ilgili yapılan eleştirilere ilişkin şu ifadeleri kullanmıştı:
“Eleştirilerin tamamını saygıyla karşılıyorum. Ama kalemi eline alıp önyargılarıyla hareket edenlerin gazeteciliğini sorgulamak da benim görevimdir. Kalemini satmayan, onurlu gazetecilik yapan haklı eleştirilerini yazan bütün gazetecilere saygım vardır. Kalemini satan, kendisini savcı yerine koyup karar veren gazetecinin, gazeteciliğini sorgulamak benim görevimdir.”
Fatih Altaylı'dan Kılıçdaroğlu'na: 'Haklı olduğu tek bir yer var...'
Geçen günlerde CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu eleştirdiği bir yazı kaleme alan ve 'Saksıyı koysanız o yüzde 48'i alırdı' ifadelerini kullanan gazeteci Fatih Altaylı, bugünkü yazısında söz konusu sözlerine değindi. Altaylı, "Haklı olduğu tek bir yer var. Bazı eleştirmenler, ki aralarında ben de olabilirim, haddimizi az veya çok aşmış olabiliriz" dedi.
Fatih Altaylı'dan Kılıçdaroğlu'na: 'Haklı olduğu tek bir yer var...'
Cumhurbaşkanı seçiminin ardından eleştiri oklarının çevrildiği Cumhuriyet Halk Partisi'nde (CHP) 'değişim' rüzgarları devam ediyor.
Siyasetteki 'seçim sonrası' gündemi sürerken, Kılıçdaroğlu'nu eleştiren isimlerden biri de gazeteci Fatih Altaylı olmuştu.
'SAKSI' İFADESİ BEKLİYOR
Habertürk ile yolları ayrıldıktan sonra yazılarını kendi internet sitesinde yayımlayan Altaylı, 'Saksıyı koysanız o yüzde 48'i alırdı' başlıklı yazısıyla Kılıçdaroğlu'na tepki göstermişti.
"Bakın çok açık yazacağım, kusura bakmayın" diyen Altaylı, "Oraya ismini anmak istemediğim ama çalışkanlığı ve Merzifonlusu ünlü bir canlıyı bağlasa idiniz, o da zaten ikinci turda en az yüzde 48 alırdı. Saksıyı aday gösterseydiniz, yüzde 48 alırdı" demişti.
'HAKLI OLDUĞU TEK BİR YER VAR'
Altaylı son olarak bugünkü yazısında söz konusu ifadelerine değindi. "AK Parti, kendi yöntemlerini, Türkiye’nin genel yöntemi haline getirip öncelikle siyasete ama aslında toplum yaşamına fazlası ile empoze etti" diyen Altaylı, şu sözlere yer verdi:
"Bu yöntemler arasında suçu kendinde aramayıp her başarısızlık için başkasını suçlamak, eleştirenleri düşmanlık ve ne olduğu belirsiz bir karşı tarafın adamı olmakla suçlamak, liyakatsizliği vefa diye yutturmak, troll beslemek ve troller üzerinden itibarsızlaştırma yapmak geliyor."
"HADDİMİZİ AŞMIŞ OLABİLİRİZ"
AK Parti’nin siyasete soktuğu bu yöntemlerin bugün seçim başarısızlığı nedeni ile CHP’nin de yöntemi olarak öne çıktığını savunan Altaylı, "Ve CHP lideri bu yöntemle kendisine yönelik istifa çağrılarını savuşturmaya çalışıyor. Haklı olduğu tek bir yer var. Bazı eleştirmenler, ki aralarında ben de olabilirim, haddimizi az veya çok aşmış olabiliriz" ifadelerini kullandı.
ÖZÜR DİLEDİ
"Benim benzetmelerim yanlış anlaşılmış olabilir. 'Eşeği bağlasan hiçbir şey yapmasa daha fazla oy alırdı' demeye getirdim mesela. Ya da 'Saksıyı koysan aynı oyu alırdı' dedim. Kızdılar" diyen Altaylı, "Bana göre burada hakaret yoktu. Alınan, terbiyesizlik diyen var ise özür dilerim" sözlerine yer verdi.
Altaylı'nın yazısının ilgili kısmı şu şekilde:
"İyi de haksız mıyım!
Halk oyuyla seçilecek ilk Cumhurbaşkanı seçiminde muhalefetin adayı adı sanı duyulmamış, CHP ile alakası olmayan, babası Cumhuriyet ve Atatürk karşıtı bir İslamcı olan, İslam İşbirliği Teşkilatı genel sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday gösterdi. Ekmeleddin İhsanoğlu yüzde 38 oy aldı.
Koy üzerine HDP’nin yüzde 10’unu eder yüzde 48. Aynı durum Muharrem İnce’nin aday olduğu 2018 seçimi için geçerli değil mi!
İnce artı Akşener artı Demirtaş artı Karamollaoğlu 47 yapmadı mı! Kimse bana “Ama oylar çalındı. Seçimde hile yapıldı” demesin.
Seçimden bugüne pek çok CHP’li yönetici ile konuştum, il başkanı ile görüştüm. Bir teki ama bir teki bile “Seçimi bizden çaldılar” demiyor.
Ben diyorum, onlar demiyor. “Çalınan bir seçim falan yok. Belki yüz bin bilemedin 2 yüz bin çaldılar diyelim. Fark kadar çalamazlar. Çalmadılar da, biz kaybettik’ diyor hepsi. İstisnasız hepsi.
Yani başarısızlığı onlar da kabul ediyor. Ki, hile yapılmış bile olsa hileyi engelleyememek de başarısızlığın bir parçası.
Bu durumda da 12 seçim üst üste başarısız olmuş bir parti yönetiminin değişmesini istemek, seçim kaybetmeyi göbek adı yapmış bir liderden artık bırakmasını istemek suç mu!" (Haber Merkezi)