Hukukçu Necmettin Aydın, dünyada, Türkiye kadar anayasayı değiştiren ve tartışan başka bir ülke olmadığını belirtti.
YENİGÜN HABER – Eski Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Refah Partisi 20. Dönem Zonguldak Milletvekili Necmettin Aydın, anayasayla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
"Anayasanın ilk 4 maddesi değişmeli mi?" sorusunu yanıtlayan Aydın, anayasanın ilk 4 maddesinin değiştirilmesinin mümkün olduğunu söyledi.
Türkiye’nin her şeyin gereksiz yere çok fazla tartışıldığı dünyanın ender ülkelerden birisi olduğunu söyleyen Aydın, "Her hafta siyasi liderlerin, parti liderlerinin saatlerce nutuk attığı ekranlarda ve siyasetin bu kadar yoğun olarak bir ülkenin gündeminde olduğu dünyada başka hiçbir ülkede yoktur. Bu kadar yoğun siyasetin olduğu ve her konu gibi anayasada maalesef Türkiye'de bir tartışma konusudur. Bunun sebeplerinden birisi sistemle siyasi partiler kanunudur." dedi.
Aydın, "Türkiye'nin bu siyasi hali insanlarımızı yormuştur. Maalesef bu tartışma konularından birisi de anayasa meselesidir. Tabi anayasa önemlidir ama anayasaların en çok yapıldığı, tartışıldığı Türkiye gibi dünyada başka bir ülke de yoktur. Amerikalılar 200-250 yıl evvel bir anayasa yapmışlar, hala onunla idare ediyorlar. İngiltere öyle yani 2. Dünya Savaşı'yla belki Avrupa'daki bazı ülkeler yeni anayasa yapmak zorunda kalmışlar ama bizim kadar böyle Anayasa yapan, anayasa değiştiren, anayasa tartışan dünyada başka bir hiç başka bir ülke yoktur. Maalesef bugün de yine bir anayasa tartışmasının içerisine Türkiye yavaş yavaş girdi yine giriyor. Gerekli mi? Gerekli. Niye gerekli çünkü öncelikle çok gereksiz şeyler yazılmışlar ondan gerekli çok gereksiz şeyler yazıldığı için de yeniden yapılmasında fayda vardır." ifadelerini kullandı.
"Anayasanın 4'üncü maddesini önce değiştirin, ondan sonra değişmez hiçbir madde de kalmaz"
İLKHA'ya değerlendirmelerde bununan Aydın, Anayasanın ilk 4 maddesinin değişmesinin mümkün olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
İlk 4 değişmez madde meselesi bir tabur Türkiye'de elbette ki bir devletin kuruluş felsefesini yansıtan, onun ana temel kuramını kurgulayan maddelerin olması gayet doğaldır. Bunların elbette ki tartışılması mümkündür. Ama değiştirilmesi çok kolay, olmaması da gayet doğal. Değişmez mi? Elbette ki değişir, değişmez diye de bir şey yoktur. Bir Kenan Evren çıkar ‘Anayasayı lav ettim’ der. Yeni bir anayasa yapar. ‘İşte anayasa budur’ der ve sizin o önceki maddeleri hiçbir tanesi orada bulamazsınız. Bunu siyasi yöntemlerle, yollarla değişmesi mümkün mü? Mümkün. Ama bu sistemle mümkün mü? Bu nasıl bir şekilde mümkün olabilir. Ama bence bunun yapılabilmesi için de toplumsal ve siyasal ittifak şarttır. İlk 4 maddeyle ilgili özellikle siyasetçilerin, iktidar partisi sözcülerinin konuşmamalarını tavsiye ediyorum. Siz iktidar mevkiindesiniz. Anayasa tartışması açmayın. Bir düşünceniz varsa gidin muhalefet partileri ile konuşun. Mutabık kaldıktan sonra da hep birlikte yapacağınız değişik varsa yapınız. Buna millet itiraz etmez. Siyasi partiler ittifak ettikleri zaman değişmezlik diye bir şey olmaz. 4 madde var değişmez madde dedikleri. Bunun dördüncü maddesini önce değiştirirsiniz. Değişmez maddeyi kaldırırsanız ittifakla kaldırırsınız. Ondan sonra değişmez hiçbir madde de kalmaz.
"Milliyetçilik üzerinden, kendi düşüncelerinizi millete yansıtamazsınız"
Aydın, "Bu maddelerdeki konular değişir mi? Bunlar çok kolay değişmez, değişmemesi de normaldir. Ama bazı sorunlu kelimeler var. Bu kadar çok kelimenin bu maddeler içerisinde olması da doğru değildir. Bana göre 'Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.' Şimdi vatandaşımıza soruyorum. Ne anladınız? Yarısını anlamadı vatandaşımız. Yani böyle bir anayasa maddesi olmaz. Bu değişmez bir maddedir ama buna itirazımız yok. Ülkenin geleceğini inşa etmeyi düşünen siyasetçiler oturur derler ki ‘bunu sadeleştirelim, daha anlaşılır bir hale getirelim.’ Bu olabilir mi? Olabilir. Dolayısıyla bu madde yeniden düzenlenebilir. Buradaki kelimelerle ilgili çok takılmaya da gerek yok ama sadeleştirilebilir. Bazı kelimeler çıkartılabilir. Yani Atatürk milliyetçiliği yerine Atatürk bu ülkenin kurucu lideridir. Bunu yazarsınız. Milliyetçilik diye kendi düşüncelerinizi anayasada ara yüz üzerinden millete empoze etmeye kalkmazsınız." şeklinde konuştu.
"Bu ülkede yıllarca laiklik din düşmanlığı olarak uygulandı"
Laiklik kelimesiyle yıllarca din düşmanlığı yapıldığına vurgu yapan Aydın, "Laiklik hepimizin kelime kavramını itiraz etmeyeceğimiz bir kavram. Bu ülkede yıllarca laiklik din düşmanlığı olarak uygulandı. Bu ülke yönetimleri belli dönemlerde laikliği, 'dinde olan hiçbir şey devlette olamaz' diye uygulandı. Bir şey Müslümanlık da varsa sosyal hayatta, devlet hayatında ve kurumlarda olamaz. Mesela hiç ne olamaz, namaz olamaz. Burası laik bir ülke namazdan bahsedemezsiniz. O kurumun namaz da namaz vakti ile ilgili herhangi bir tasavvuru, herhangi bir planlaması olamaz. Laik bir devlet çalışma esastır. Bu fikir bir din düşmanlığı elinde laiklik tam bir İslam düşmanlığı olarak bu ülkede yıllarca uygulandı." dedi.
"Başka dilleri kullanan insanlarında her türlü özgürlüğü olması lazımdır"
Son olarak Aydın, "Müslümanlığın en değerli kıymetli unsurlarından olan kadının tesettürü siyasi rumuz olarak, siyasi simge olarak topluma aktarıldı. Dolayısıyla bu kelime ve kavramlar böyle maalesef yanlış kullanılmakta, zaman zaman ülkede sıkıntılara sebep vermektedir. Bence anayasanın düzenlenmesine, sadeleştirilmesinde ve içindeki gereksiz bir takım kavramlar tartışılabilir. Kelimenin çıkartılmasında fayda olduğu kanaatindeyim. Dil Türkçedir. Resmi dilin Türkçe olmasında bir sorun yoktur. Başka diller vardır. O dillerde konuşan, o dillerde yaşayan o dilleri kullanan insanların da her türlü özgürlüğü olması lazımdır. Ne özgürlüğü, konuşma özgürlüğü, yayın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, o dili geliştirme özgürlüğü, o dilde eğitim yapma özgürlüğü. Bunların hepsi kesinlikle sağlanmak zorundadır. Oranın asli unsuru olan o toplumun içinde yaşayan insanların her türlü inanç ve kimlik özgürlüğü mutlaka korunmalıdır." şeklinde konuştu. (Haber Merkezi)